Analiz

İsrail, İran'ı vurdu: Dünya bir nükleer radyasyon kazasına mı yaklaşıyor?

İşgalci İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırıları ve Rusya-Ukrayna savaşındaki nükleer gerilim, dünya genelinde nükleer bir felaket riskini artırıyor.

Uzmanlar, yanlış hesaplamaların ve artan askeri tırmanışların küresel güvenlik için ciddi tehdit oluşturduğunu belirtiyor.

Dünya, nükleer bir felaketin eşiğinde olabilir mi?

İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine yönelik son saldırıları, Rusya ile Ukrayna arasında süregelen çatışmalar ve diğer küresel gerilimler, nükleer risklerin hızla yükselmesine neden oluyor. Uzmanlar, bu tür askeri müdahalelerin hem çevresel hem de insani açıdan ciddi sonuçlar doğurabileceği konusunda uyarıyor.

İsrail-İran gerilimi

İşgalci İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun uzun süredir savunduğu İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırılar, geçtiğimiz hafta Natanz ve İsfahan’daki tesislere yapılan hava saldırılarıyla yeni bir boyut kazandı. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) Başkanı Rafael Grossi, saldırılar sonucunda radyasyon seviyelerinin şimdilik normal olduğunu belirtse de bölgede kimyasal ve radyolojik sızıntı riskinin arttığını vurguladı.

Natanz’daki santrifüjlerin güç kaybı nedeniyle zarar görmüş olabileceğini ifade eden Grossi, uranyum heksaflorür gazının sızma ihtimaline dikkat çekti. Bu gazın oldukça uçucu ve korozif olduğu, ciltte yanıklara ve solunum yoluyla ölümcül etkilere neden olabileceği biliniyor.

Rusya-Ukrayna savaşı ve Zaporizhzhia krizi

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sırasında Mart 2022’de ele geçirdiği Avrupa’nın en büyük nükleer tesisi Zaporizhzhia Nükleer Santrali, savaşın bir başka nükleer risk kaynağı haline geldi. Ukrayna, Rusya’nın santralin bir reaktör ünitesine ağır silahlar ve mühimmat yerleştirdiğini ve buradan Ukrayna mevzilerine saldırılar düzenlediğini belirtti.

Ukraynalı yetkililer, bu durumun yangın tehlikesini ve radyoaktif sızıntı riskini artırdığını ifade ederken, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Rusya’nın santrali bir “insan kalkanı” olarak kullandığını söyledi. IAEA’nın müdahalesiyle santralin reaktörleri kapatılmış olsa da, soğutma işlemleri için su ve elektrik tedarikine olan ihtiyaç devam ediyor.

Uzmanlar, nükleer gerilimlerin yalnızca planlı saldırılardan değil, yanlış hesaplamalardan dolayı da büyük tehlike arz ettiğini belirtiyor. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Dan Smith, özellikle Rusya-NATO gerilimi gibi durumlarda, zincirleme bir yanlış kararın nükleer bir felakete yol açabileceği konusunda uyardı.

1983’te Sovyet mühendis Stanislav Petrov’un yanlış bir füze alarmını raporlamayarak bir nükleer savaşı önlediği örneğini hatırlatan Smith, “Benim en büyük korkum, birinin aşırı baskı altında yanlış bir karar vermesi.” dedi.

Orta Doğu Haber