Soruşturma, dolandırıcıların yöntemlerine dair kan donduran detayları gün yüzüne çıkardı. Şebeke üyelerinin, onkoloji servislerinde özellikle 3 ile 9 yaşları arasında, "ekran yüzü" olabilecek "güzel ve kel" çocukları avladığı belirlendi. Filipinler, Kolombiya, Ukrayna ve Meksika gibi ülkelerdeki yoksul aileleri hedef alan şebeke, yardım vaadiyle çocukları reklam kampanyalarında kullandı.
Kurgu ve manipülasyon teknikleri:
-
Zorla gözyaşı: Videolarda çocukları ağlatmak için kesilmiş soğan ve mentol kullanıldı.
-
Sahte ekipmanlar: Çocuklar, dramatik bir etki yaratmak için çalışmayan tıbbi cihazlara bağlandı.
-
Ezberletilmiş senaryolar: Yerel dillerini bilmedikleri çocuklara İngilizce yardım çığlıkları attırıldı.
Milyonlarca dolar toplandı, ailelere kuruş verilmedi
BBC'nin incelediği 15 farklı aile, çocukları adına düzenlenen kampanyalardan ya hiç para almadıklarını ya da sembolik rakamlarla geçiştirildiklerini beyan etti.
Öne çıkan vakalardan bazıları şunlar:
-
Filipinler: 7 yaşındaki Khalil adına 27 bin dolar toplandı. Aileye sadece 700 dolarlık bir "çekim ücreti" verildi. Khalil bir yıl sonra hayatını kaybetti.
-
Kolombiya: Ana isimli çocuk için yaklaşık 250 bin dolar toplandı; aileye tek kuruş ulaşmadı.
-
Ukrayna: 5 yaşındaki Viktoriia adına 280 bin eurodan fazla para toplandı; anne, böyle bir kampanyadan haberi bile olmadığını söyledi.
Şebekenin merkezindeki isim: Erez Hadari
Araştırma, bu karanlık ağın merkezinde Kanada'da ikamet eden İsrailli Erez Hadari’nin olduğunu ortaya koydu. Hadari; "Chance Letikva" (Umut Şansı) ve "Walls of Hope" (Umut Duvarları) gibi İsrail, ABD ve Kanada merkezli kuruluşlarla bağlantılı. Mağdur aileler, çekimleri bizzat Hadari'nin yönettiğini teşhis etti.
Söz konusu yardım siteleri üzerinden yapılan bağış denemelerinde, bağış tutarlarının anında toplam rakama eklendiği, yani rakamların gerçeği yansıttığı kanıtlandı. Şebeke yetkilileri ise iddialara yanıt vermezken, bazı durumlarda paranın "reklam giderlerine" harcandığını iddia ederek kendilerini savundu.
Skandal devam ediyor
En acı verici detay ise, kampanyalarda kullanılan bazı çocukların hayatını kaybetmiş olmasına rağmen, bu çocukların adına açılan internet sitelerinin hala aktif olması ve bağış kabul etmeye devam etmesi oldu. Uzmanlar, dürüst yardım kuruluşlarında reklam maliyetlerinin yüzde 20’yi geçmemesi gerektiğini hatırlatarak, bu durumun organize bir suç faaliyeti olduğunu vurguluyor.




