Son yıllarda İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, dünyanın dört bir yanında büyük tepkilere yol açtı. Bombardımanlar altında yaşam mücadelesi veren Gazze halkı, her gün yeni kayıplar veriyor. Bu süreçte, İsrail’i ekonomik olarak destekleyen uluslararası markalar da eleştirilerin odağı haline geldi.
Boykot çağrıları, bireylerin tüketim alışkanlıklarını sorgulamasına neden oluyor. İsrail’e finansal destek sağlayan veya İsrail ile iş birliği yapan markalar arasında Netflix, Coca Cola, Starbucks ve Burger King gibi dev isimler yer alıyor. Bu markalar üzerinden yapılan tüketim, Gazze’deki çocukların hayatlarını kaybettiği bir gerçeği hatırlatıyor.
Bir Netflix dizisi izlediğinizde, İsrail’in hedef aldığı bir Gazze çocuğu akla geliyor. Coca Cola içtiğinizde, Gazze’de bir çocuğun hayatını kaybettiği düşüncesi vicdanlara dokunuyor. Starbucks’ta bir fincan kahve içerken, İsrail saldırılarıyla hayattan koparılan çocuklar unutulmuyor. Burger King’den bir menü sipariş ettiğinizde, Gazze’de bir çocuğun toprağa verildiği gerçeği göz ardı edilemiyor.
Boykot hareketi, bireylerin vicdanlarını harekete geçirmeyi amaçlıyor. İsrail’i destekleyen markalar yerine yerel ve bağımsız alternatiflere yönelmek, Gazze’deki acılara ortak olmamak adına bir adım olarak görülüyor. Bu hareket, yalnızca tüketim alışkanlıklarını değiştirmekle kalmıyor, aynı zamanda dünyaya güçlü bir mesaj veriyor: İnsanlık, zulme sessiz kalmayacak.
Gazze’deki çocukların hayatını korumak için, tüketim alışkanlıklarınızı gözden geçirin. Sessiz kalmak, yaşanan trajedilere ortak olmak anlamına gelir. İsrail’e karşı boykot, vicdanın sesine kulak vermektir.
