Gazze'deki Filistinliler, Cumhuriyetçi Donald Trump ile Demokrat Kamala Harris'in yarıştığı başkanlık seçimleri sonrasındaki duruma umutsuz yaklaşıyor.

Tel Aviv'e desteğine devam ederken ABD'de rakip iki partiden herhangi birinin liderliğindeki bir yönetimle pazarlık yapmayacaklarını belirten Filistinliler, onları Tel Aviv'in "soykırım suçunun ortağı" olarak gördüklerini belirtti.

Gazzeli kolaj sanatçısı, eserleriyle Filistin davasını dünyaya duyurmaya çalışıyor Gazzeli kolaj sanatçısı, eserleriyle Filistin davasını dünyaya duyurmaya çalışıyor

"ABD yönetimiyle pazarlık mümkün değil"

Sabit Ammur, yaptığı açıklamada, "Herhangi bir ABD yönetimiyle pazarlık yapılması mümkün değil. Zira hangi partiye ait olursa olsun önceki yönetimlerin tümüyle tecrübelerimiz çok kötü." dedi.

ABD'de başkanlık seçimlerinin Filistin meselesi konusunda ABD'nin tutumunda büyük bir değişikliğe yok açmayacağını düşünen Ammur, seçimlerde en önemli meselenin, "Washington'u ateşkesin sağlanması ve Filistin halkının maruz kaldığı acılara son verilmesi için baskı yapan objektif bir arabulucuya dönüştürmesi" olduğunu ifade etti.

Ancak Ammur, Filistinlilerin, İsrail'in Gazze'ye saldırılarının ABD'nin Tel Aviv'e verdiği koşulsuz destek sayesinde gerçekleştiğinin farkında olduğuna işaret ederek, objektif arabuluculuk konusunun Filistinlilerin zihinlerinde uzak bir ihtimal olarak kaldığını söyledi.

Ammur, yeni ABD yönetimine, "Gazze'de devam eden soykırımı durdurmak için tarafsız ve objektif bir arabulucu olma" çağrısında bulundu.

İşgalci İsrail'e sınırsız destek

Filistinli Muhammed el-Kassas ise ABD seçimlerinin Washington'un Filistin meselesine veya Gazze'ye karşı devam eden soykırım savaşına ilişkin tutumlarında kesin bir değişiklik getirmeyeceğine inandığını ifade etti.

"İki aday Harris de Trump da soykırımı göz ardı ederken İsrail'e sınırsız destek veriyor." diyen Kassas, Washington'un Tel Aviv'i Filistinlileri öldürme, aç bırakma ve Refah'ı işgal etme gibi "Nazi politikalarını" sürdürmekten de vazgeçiremediğini vurgulayarak, İsrail'in saldırılarını durdurmasına yol açacak bir anlaşmaya varılması yönündeki ABD önerilerini de art arda reddettiğini hatırlattı.

İsrail'i destekleme yönünde iki adayın fikir birliğine rağmen, ancak rakip iki partinin pozisyonlarında farklılıkların olduğunu ve seçimlerin ardından bunun belireceğini ifade eden Kassas, şöyle devam etti:

"Eğer Harris kazanırsa, İsrail'i desteklemeye devam ederken, İsrail'in saldırganlığını engellemek için asgari düzeyde bir girişimde bulunacak. Dolayısıyla fena görünmeyen adımlar görebiliriz ama bunlar savaşı durdurmak için yeterli baskıyı sağlayacak düzeye çıkmayacak. Trump kazanırsa; İsrail'e büyük destek sağlayacak. Tüm politikalarını tamamen görmezden gelecek, ona açık çek verecek ve en düşük seviyelerde bile baskıcı pozisyonlara girmeyecek."

"Silah ihracatını durdurmalı"

Gazze Şeridi güneyinden Macide Kudeyh ise ABD'nin kurulacak yeni yönetimine, İsrail'e silah ihracatını durdurması ve halkın günlük acılarına son vermesi çağrısında bulundu.

Ahmed et-Tavil de aynı şekilde bu çağrıda bulunarak, mevcut çatışmanın çözümünün "İsrail'e uçak, savaş gemisi ve tanklar gibi askeri desteğinin engellenmesiyle" sağlanacağını söyledi.

"ABD, İsrail'e desteğini bırakırsa savaş da durur" diyen Tavil, ABD'nin İsrail'den saldırıları sonlandırmayı talep etmesi halinde bunun gerçekleşeceğini değerlendirdi.

Ahmed el-Ağa da "ABD, İsrail ordusuna silah, mühimmat ve uçak sağlıyor." diyerek, bu seçimlerin, 7 Ekim'den bu yana devam eden saldırıların durdurulması ve silah ihracatının durdurulması açısından önemli olduğunu ifade etti.

Ağa, bir sonraki ABD başkanın, "savaşı durdurmak ve Gazze'yi yeniden inşa etmek" konusunda, "insani" bir yükünün olduğunu dile getirdi.