ABD'nin İsrail'deki büyükelçiliği, Batı Şeria'da İsrailli yerleşimciler ve ordu tarafından kurulan bir pusuya düşen Amerikalı gazeteci Jasper Nathaniel'ı koruma talebini reddetti. Büyükelçilik, Nathaniel'a İsrail ordusuna güvenmesini tavsiye ederken, gazeteci olaya bizzat ordunun yol açtığını iddia etti.
Yerleşimci pususu ve ordunun rolü
Cumartesi günü, Nathaniel ve uluslararası koruyucular, Filistinli çiftçilere zeytin hasadı sırasında eşlik ederken, şiddetli yerleşimci saldırılarından kaçınmak için otuz dakika boyunca saklanmak zorunda kaldı. Güzergâhlarını değiştirmeye çalıştıklarında, bir İsrail askeri cipi yollarını kesti. Cip ayrıldıktan hemen sonra, bölgede pusu kuran yerleşimciler gruba saldırdı ve üç kişiyi yaraladı. Gazeteci Nathaniel, bu saldırının doğrudan İsrail askerleri tarafından pusuya yönlendirilmesi sonucu gerçekleştiğini iddia ediyor.
Quds Haber Ağı'na konuşan Nathaniel, askerleri sadece bir kez, gruplarına tepenin yukarısına çıkacaklarını söylediklerinde gördüğünü ve hemen ardından kaybolduklarını belirtti. Sabah hasat alanında tekrar ortaya çıkana kadar başka asker görmediğini söyledi. Ayrıca, İsrail ordusunun müdahale ettiği yönündeki iddiaları reddetti. Nathaniel'a göre, yerleşimciler ordu tarafından değil, tepenin eteğinde büyük bir Filistinli kalabalığın toplanması üzerine geri çekildi.
Büyükelçilikten "korumayız" yanıtı
Jasper Nathaniel'ın koruma talebine yanıt veren ABD Büyükelçiliği, kendisine veya ABD vatandaşı Filistinlilere koruma sağlayacak insan gücü eksikliği olduğunu ve bunu engelleyen yasal sınırların bulunduğunu belirten bir kısa mesaj gönderdi. Bir Amerikan turisti olarak bile korunup korunamayacağını sorduğunda, elçilik yanıtının olumsuz olduğunu belirtti.
Büyükelçilik, yabancı vatandaşları koruma sorumluluğunun ev sahibi ülkenin hükümetlerine ait olduğunu vurguladı ve bu tutumunu Suriye, İran, Yemen ve Venezuela'daki önceki geri çekilmelere benzetti. Büyükelçilik ayrıca, gazetecinin tehlikenin kaynağı olarak işaret ettiği İsrail askeri güçlerine güvenmesini tavsiye etti.
Turmusayya ve çifte standart
Olayın yaşandığı Ramallah ve Al-Bireh'in kuzeydoğusundaki Turmusayya sakinlerinin yaklaşık %85'i ABD vatandaşlığına sahip. Bölge sakinleri, özellikle 7 Ekim 2023'ten bu yana tekrarlanan şiddetli baskınlar ve yerleşimci saldırıları nedeniyle sürekli olarak ABD Büyükelçiliği'ne raporlar sunuyor ancak nadiren anlamlı bir yanıt aldıklarını belirtiyorlar.
Bu yılki zeytin hasadı koruma kampanyasına yaklaşık 200 yabancı gönüllü katıldı ve onlar da hem yerleşimcilerden hem de İsrail ordusundan tehdit ve tacizle karşılaşıyor.
ABD Büyükelçiliği'nin İsrailli olmayan Amerikalıları korumayı reddetmesi, ABD politikasındaki çarpıcı bir tutarsızlığın altını çiziyor. ABD'nin eski büyükelçisi Mike Huckabee'nin daha önce, "İsrail'de yaşayan 700.000 Amerikalı var. Husiler İsrail'e zarar vermeye devam eder ve bir Amerikalıyı incitirse, bu bizim işimiz haline gelir" yönündeki açıklaması, mevcut durumla tezat oluşturuyor.
Batı Şeria'da İsrailli yerleşimcilerin ve ordunun şiddetine karşı savunmasız bırakılan Amerikalıların durumu, ABD politikasının, İsraillilerin korunmasına öncelik verirken kendi vatandaşlarını ihmal ettiğini gösteren bir çifte standardı ortaya koyuyor.