İsrail saldırılarının merkez üslerinden Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde bir ay boyunca görev yapan Türk asıllı doktor Nil Ekiz, Türkiye'ye dönüşünde Gazze'deki insanlık dramını bir kez daha gözler önüne serdi. Gördüklerini anlatırken gözyaşlarını tutamayan Dr. Ekiz, hastane ortamını "Sanki kıyamet kopmuş gibiydi. Her yerde hasta yatıyordu, hepsi yaralanmıştı." sözleriyle tarif etti.

"Teşhis ve tedavi etmek mümkün değil"

Doktor Ekiz'in anlattıkları, Gazze'deki tıbbi sistemin tamamen çöktüğünü gösteriyor. Ekiz, "Bildiğimiz hastalar yok Gazze'de. Teşhis ve tedavi etmek mümkün değil." diyerek ilaç ve ekipman yokluğuna dikkat çekti. Özellikle narkoz ilaçlarının bulunmadığını, ameliyatlarda eski ve yan etkileri olan ilaçların kullanıldığını belirtti.

Ameliyat sonrası dönemde ise ağrı kesici ilaçların son derece kısıtlı verildiğini, bu nedenle hastaların büyük acılar çektiğini aktardı. Hastanede çalışan doktor ve hemşirelerin tükenmişlikten çalışabilmek için kendilerine serum takmak zorunda kaldığını ve birçoğunun ailelerini kaybetmiş olmasına rağmen görevlerini sürdürdüğünü söyledi.

Keskin nişancılar ve tek kurşunla vurulan çocuklar

Dr. Nil Ekiz'in tanıklığının en sarsıcı kısmı, soykırımcı İsrail keskin nişancılarının sistematik saldırılarıydı. Ekiz, hastaneye sürekli olarak hep kafalarından vurulmuş çocuklar geldiğini belirterek, "Bazılarını ameliyat ediyorduk, bazılarında kurşun kafadan çıkmış oluyordu." dedi.

Hamas, silahlarını kime teslim edecek?
Hamas, silahlarını kime teslim edecek?
İçeriği Görüntüle

Bu vakaların, Gazze'de hizmet veren tüm doktorlar tarafından teyit edildiğini ve İsrail nişancılarının Gazzeli bebek ve çocukların kafalarını nişan alarak öldürmesinin Gazze'deki soykırımın ne yazık ki rutin bir parçası haline geldiğini vurguladı.

Bu korkunç tanıklık, daha önce New York Times'da 65 sağlık çalışanının ifadesi ve delillerle desteklenerek uluslararası basında da yer bulmuştu.

Daily Ummah