İsrail'in Doha'da Hamas müzakere heyetine düzenlediği saldırının uluslararası diplomasi ve arabuluculuk mekanizmalarına zarar verdiğini belirten uzmanlar, bu türden bir saldırının barışçıl çözüm mekanizmalarını baltaladığını belirtiyor.
İsrail'in, Hamas müzakere heyetine düzenlediği saldırının yankıları sürerken Queen's Üniversitesi Belfast'tan Doç. Dr. Brendan Ciaran Browne ve Kosta Rika Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Uluslararası Hukuk Profesörü Nicolas Boeglin, AA muhabirine, bu tür saldırıların diplomatik çözüm çabalarını hedef aldığını söyledi.
"Onlarca yıldır süren hedef alma taktiği"
Doç. Dr. Browne, İsrail'in Filistinli siyasi liderleri hedef alma konusunda uzun bir geçmişe sahip olduğunu vurgulayarak, "İsrailliler onlarca yıldır yurt dışındaki Filistinli siyasi liderleri öldürme taktiğini uyguluyor. Bu, Mossad'ın daha önce de başvurduğu bilinen bir taktik." dedi.
Browne, İsrail'in Filistin halkının güçlü siyasi temsile sahip olmasını istemediğini belirterek "Filistin halkının parçalanmış ve bölünmüş olmasını istiyorlar." ifadesini kullandı.
İsrail-Filistin arasında gerçek ve samimi barış görüşmelerinin hiç gerçekleşmediğini vurgulayan Browne, "Hep Filistinlilerin bir dizi taviz vermek zorunda kaldığı görüşmeler oldu. Filistinliler ne zaman bir şey verdiyse veya feragat ettiyse, İsrail, Filistin'deki yerleşimci sömürge hedeflerini sürdürmeye devam etti." değerlendirmesinde bulundu.
Browne, İsrail'in son iki ayda bölgedeki 8 ülkeye saldırdığını hatırlatarak "Yemen, Suriye, Ürdün, Lübnan, Mısır, İran ve şimdi de Katar'a saldırdılar. Filistin'i de sayarsak 9 ülke. İsraillilerin istediği her şeyi yapmasına izin verirseniz, istediklerini yaparlar çünkü kendilerini gerçekten durduracak kimsenin olmadığını düşünüyorlar." diye konuştu.
ABD'nin rolü ve müzakere sürecinin baltalanması
ABD'nin bölgede hiçbir zaman dürüst arabulucu olmadığını anlatan Browne, "Amerikanlar ne zaman bölgede müzakere veya barış inşası konusunda iyi niyetli aktör oldular? Hiçbir zaman. (Bill) Clinton örnek değil, (Barack) Obama örnek değil, (Donald) Trump, (George) Bush, (Joe) Biden kesinlikle değil." ifadelerini kullandı.
Browne, Doha saldırısının İsraillilerin gerçekten barış görüşmelerine niyetlerinin olmadığını ve ABD'lilerin de barış görüşmelerine düzgün şekilde katılma niyetlerinin bulunmadığını gösterdiğini belirtti.
Mevcut durumun çözümünde diplomatik çözümü gerçekçi bir seçenek olarak görmediğini belirten Browne, "Çünkü dış aktörler tarafından yürütülen düzgün, iyi niyetli müzakereler yok ortada." dedi.
"Bölgede siyonist projenin sonunun başlangıcı olduğuna güçlü şekilde inanıyorum." diyen Browne, İsrail devletinin 77 yaşında ve görece genç bir devlet olduğunu hatırlatarak "Ulus devletler gelir, gider, yükselir ve düşerler." değerlendirmesinde bulundu.
İkinci Dünya Savaşı sonrasının ilk örneği
Kosta Rika Üniversitesinden Profesör Boeglin de İsrail'in Doha saldırının eşi benzeri görülmemiş bir örnek oluşturduğunu belirterek şöyle devam etti:
"Devletler arasında (Mısır, Katar ve ABD) uluslararası arabuluculuk yürütülen bir başkentin, diğer tarafın müzakere ekibini ortadan kaldırmak amacıyla müzakerelerin diğer tarafınca vurulması, İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemin ilk örneği gibi görünüyor."
Boeglin, hukuki açıdan Katar'ın, İsrail aleyhine hukuki yollara başvurabileceğini belirterek "Hukuken konuşacak olursak, Katar derhal İsrail aleyhine başkentini bombaladığı ve verdiği zararlar için tazminat talep eden hukuki işlem başlatabilir. Egemen bir devleti bombalamak uluslararası haksız bir fiildir. İsrail tam olarak sorumlu ve hesap sorulabilir durumda." diye konuştu.
İsrail'in bu saldırıyla bölgede tüm güvenilirliğini yitirdiğini vurgulayan Prof. Boeglin, "Diğer tarafın müzakerecilerini öldürmeye çalışıyorsanız, başarısızlığınızı kabul etmiş ve müzakere yoluyla anlaşmaya artık hiç inanmadığınızı göstermiş oluyorsunuz." dedi.
İsveçli Kraliyet ailesi mensubu, asker, insan hakları savunucusu ve diplomat Kont Folke Bernadotte, 1947'de Birleşmiş Milletler tarafından ilk arabulucu olarak seçilmiş Arap ülkeleri ve İsrail arasında arabuluculukla görevlendirilmişti. 1948 Arap-İsrail Savaşı'nda ateşkes ve ardından barışçıl çözüm için çalışan Bernadotte, siyonist Yahudi gruplarca 17 Eylül 1948'de öldürülmüştü.