"İsrail-İran Çatışmasında Yeni Perde Bundan Sonra Ne Olur?" başlığıyla SETA tarafından düzenlenen çevrim içi panelin moderatörlüğünü SETA Dış Politika Çalışmaları Koordinatörü ve Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politika Kurulu Üyesi Murat Yeşiltaş yaparken, Milli İstihbarat Akademisi Başkan Yardımcısı Dr. Hakkı Uygur, Kriter Dergisi Yayın Koordinatörü Mustafa Caner, ABD Hudson Enstitüsü araştırmacısı Can Kasapoğlu ve Necmettin Erbakan Üniversitesi'nde görevli Dr. Öğretim Üyesi Gökhan Çınkara, panele konuşmacı olarak katıldı.
Hakkı Uygur, İsrail'in saldırısı karşısında İran toplumunun ve siyasilerin şokta olduğunu, İran'ın 30 yıldır süren tehdidi çok ağır bir şekilde gördüğünü söyledi.
İran'ın İsrail'e karşı hamle yaptığını ama daha yıkıcı sonuçla karşılaştığına dikkati çeken Uygur, İsrail'in şu ana kadar yaptığı saldırılarda İran siyasi liderliğine bir saldırı olmadığını ama İran üst düzeyine yapılan saldırılara bakıldığında siyasilere de çok rahat saldırı olabileceğini aktardı.
Uygur, İran'ın en büyük hatasının ABD yönetimini ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu birleştirmiş olması olduğunu, bu örtüşmenin devam ettiği müddetçe İran'ın işinin zor göründüğünü vurguladı.
İranlıların bütün söylemlerinde bu operasyonda ABD'nin de İsrail'e teknik destek verdiğinin görüldüğünü aktaran Uygur, "İsrail'in suikastları yeni bir İran rejiminin başlangıcı olabilir. Bunlar kolay mı olur, zor mu olur bunu şimdilik söylemek zor." ifadelerini kullandı.
- "İran, uzun yıllardır kötü yönettiği bir sürecin sonuçlarıyla yüzleşiyor"
Caner, İran yönetiminin ABD Başkanı Donald Trump'ın Netanyahu'yu tutabileceğine inandığına dikkati çekti.
"40 senedir aynı elitler ülkeyi yönetiyor. Bir aktörün bile öldürülmesi sistemde ciddi bir zayıflık ortaya çıkarıyor. İran, uzun yıllardır kötü yönettiği bir sürecin sonuçlarıyla yüzleşiyor. İran eliti de bir şok içerisinde, durum değerlendirmesi ve nasıl bir cevap vereceğini konuşuyorlar." diye konuşan Caner, İran'ın Suriye'nin kaybedilmesiyle yalnız kaldığını, Rusya ve Çin'in İran'ın arkasında durmadığını söyledi.
Mustafa Caner ise İran'ın bölgesel bir yalnızlık yaşadığını belirterek, bölgede Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin İsrail'in saldırısını kınadığını ama onlardan da İran'a bir askeri destek gelmeyeceğini aktararak, şöyle devam etti:
"Onlar bölge için faydalı bulmuyor. Tüm bunları değerlendirdiğimizde İran yalnız kalmış bir ülke. İran'ın büyük güçler karşısında ürettiği denge siyaseti başarısız olmuş durumda. İran bu büyük güçler arasındaki dengeyi yönetemedi ve müttefikleri tarafından yalnız kaldı. İran'ın bu yalnızlığı gidermesi için bölgesel bir hat kurması gerekiyor."
"İsraillilerin saldırı alanları sıradan İranlıların gündelik hayatını çok da rahatsız edecek gibi durmuyor"
Gökhan Çınkara, Netanyahu'nun kariyerinin İran söylemi üzerine inşa edildiğine dikkati çekerek, 2017-2018 döneminde de İsrail'in İran'a yönelik önleyici saldırıyı yapmayı planladığını ama o dönem bunun gerçekleştirilemediğini aktardı.
ABD-Netanyahu arasındaki ayrışmanın İsrail içinde muhalefet tarafından sürekli gündeme getirildiğini belirten Çınkara, son günlerde bu havanın değiştiğini kaydetti.
Çınkara, İsraillilerin İran noktasında iyi çalıştıklarını, ülkeyi iyi etüt ettiklerine dikkati çekti.
"Netanyahu'nun kafasındaki temel strateji İran'la alakalı değil, bölgesel olarak değerlendiriyorlar." diyen Çınkara, İsrail'in daha çok İran'da bir rejim değişikliği için çalıştığını söyledi.
Çınkara, "İsraillilerin saldırı alanları çok stratejik ve sıradan İranlıların gündelik hayatını çok da rahatsız edecek gibi durmuyor ve İsraillilerin de İran elitleri ve İran halkı gibi söylemleri var. İsrail cephesinin son iki haftalık söyleminde de bu var." dedi.
Can Kasapoğlu da İran'ın nükleer programının İran'ın bilimsel birikimiyle devam ettiğini, tek bir nakavt yumruğuyla ortadan kaldırmanın mümkün olmadığına dikkati çekti.
"Teknik açıdan bu harekat bir hafta, iki hafta devam etse de sıfır uranyum zenginleşmesine ulaştırılması mümkün değil. İsrail, bunu bir 100 metre koşusuna çevirmek istiyor, bir-iki haftada sonuçlanırsa İsrail buradan kazançlı çıkar. İran bunu bir maratona çevirebilir. İran'ın elinde işi maratona çevirme gibi bir imkan var." değerlendirmesinde bulunan Kasapoğlu, İsrail ordusunun İran'a yönelik saldırısında Lübnan Hizbullah'ına yaptığı mücadelenin benzerini takip ettiğini söyledi.
Kasapoğlu, İsrail'in ilk defa bu kadar en tepeden komutanları hedef aldığını belirterek, bu saldırı ile İsrail'in İran içinde bir istihbarat ağı kurduğunun da anlaşıldığını kaydetti.