Geçtiğimiz hafta işgalci İsrail'in geniş bir alanı kaplayan tahliye uyarıları ve ardından gelen şiddetli saldırılarla birlikte Baalbek halkı, yanlarına sadece birkaç eşyalarını alıp evlerini terk ederek, güvenli bölgelere göç etmeye başladı.

Türkmenlerin yaşadığı Duris kasabasına da yoğun saldırılar düzenlendi ve kasaba neredeyse tamamıyla boşaltıldı.

Baalbek ve ona bağlı Duris kasabasındaki evlerini terk edip Bekaa'da kiraladıkları daireye yerleşen akraba 6 ailenin fertleri, Muhammed Rıfai, Muhammed Ahmed Gorli, Rana Gorli ve Hulud Gorli, yaşadıklarını anlattı.

"Evimiz tam bombardıman bölgesindeydi"

Duris'i ilk olarak 15 Ekim'de terk ettikten sonra Zahle bölgesindeki Bar İlyas'a yerleştiğini aktaran Muhammed Rıfai, akrabalarının İsrail'in saldırı tehditlerinden sonra kendisinin yanına geldiğini belirtti.

Duris'e çok yoğun hava saldırıları düzenlendiğini belirten Rıfai, "Bombardıman 2006 yılındaki savaştan farklı olarak çok daha şiddetli ve acımasızdı. Evimiz tam bombardıman bölgesindeydi. Baalbek ve Duris çevresine atılan bombaların, çok güçlü patlamaların sesi bize geliyordu." dedi.

Gazze'de şehit sayısı 44 bin 835'e yükseldi Gazze'de şehit sayısı 44 bin 835'e yükseldi

Durum zorlaştıktan sonra 2 çocuğu için evinden ayrılmaya karar verdiğini kaydeden Rıfai, Zahle'de kiraladıkları evde 6 aile ve 22 kişi yaşadıklarını söyledi.

Rıfai, geçen hafta İsrail'in tehditlerinin ardından yarım saat içerisinde bulundukları yerleri terk etmesi gereken Baalbek'teki yaklaşık 140 bin kişinin nereye gideceğini bilemediğini, zaman dar olduğu için tedirgin olduğunu ve çok karmaşık bir süreç yaşadığını anlattı.

"Nereye gideceğimizi bilmiyorduk"

Muhammed Ahmed Gorli de İsrail'in geçen haftaki tahliye tehditlerinden 2 hafta önce Duris'ten ayrılarak başka bir bölgeye gidip geri döndüğünü ve sonrasında gelen saldırı tehditleriyle yeniden evini terk etmek zorunda kaldığını kaydetti.

"Elbiselerimiz aldık ve çıktık. Nereye gideceğimizi bilmiyorduk." diyen Ahmed Gorli, İsrail'in uyarı yayınladıktan sonra bazen yarım saat bazen iki saatte saldırı düzenlediğini dile getirdi.

Ahmed Gorli, yanına ilaçlarıyla birlikte çok az eşya alabildiğini, evlerinin akıbetini ise bölgede kalanlardan telefonda öğrendiklerini dile getirdi.

"Ateşkes olması halinde hiç düşünmeden evimize geri döneriz"

Rana Gorli ise İsrail bombardımanının başladığı dönemde bölgeyi terk etmemekte kararlı olduklarını belirterek, şöyle devam etti:

"Bombardıman şiddetlenip bölgemize yaklaşınca, tehlike artınca, niyetimizi değiştirmek zorunda kaldık. Çünkü bombardıman çoluk, çocuk hedef gözetmeksiniz yapılıyordu. Büyükler bir şekilde idare edebilir ancak çocuklar korku, uykusuzluk, açlıkla baş edemeyeceğinden onlar için evimizi terk ettik."

Göç ettikten sonra çocuklarının davranışlarının değiştiğini dile getiren Rana, kendisinin de çocuklarını kaybetme korkusu yaşadığını vurguladı.

Hulud Gorli ise son uyarılar sonrası yanlarına hiçbir şey almadan evlerini terk ettiklerini aktararak, "Ateşkes olması halinde hiç düşünmeden evimize geri döneriz." diye konuştu.

Duris'e çok sayıda hava saldırısı düzenlenmişti

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, X hesabından, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumunun (UNESCO) Dünya Mirası Listesi'nde yer alan kentin geniş bir bölgesi için geçen hafta çarşamba ve perşembe günleri "tahliye uyarısı" yayınlamış, bunun ardından bölge halkı güvenli bölgelere göç etmeye başlamıştı.

Lübnan Sağlık Bakanlığı, İsrail'in bölgeye düzenlediği saldırılarda 1 Kasım'da 57, 31 Ekim'de 11 ve 30 Ekim'de 20 kişinin hayatını kaybettiğini bildirmişti.

Saldırıların bazıları tahliye uyarısı yapılan bölgelerin dışında gerçekleşirken Lübnan Türkmenlerinin yaşadığı Duris'e de çok sayıda hava saldırısı düzenlenmişti. Bu saldırılarda bazı Türkmen ailelerin evleri hasar görmüştü.