Sudan'ın Darfur bölgesindeki son şehir olan El-Faşir'in Pazar günü Hızlı Destek Kuvvetleri (RSF) tarafından ele geçirilmesinin ardından, kentte korkunç katliamlar ve insan hakları ihlalleri yaşanıyor. 500 günden fazla süredir kuşatma altında olan 260 bin nüfuslu şehirde, RSF'nin toplu katliamlar gerçekleştirdiği, uydu görüntülerinin yanı sıra kendi savaşçıları tarafından belgelenen vahşetlerle doğrulandı.
Bu vahşetler dünya çapında kınanırken, BAE'nin RSF'ye verdiği destek iyi belgelenmiş olmasına rağmen, BAE'li ve İsrailli etki ajanları sosyal medyada dikkat çekici bir kampanya başlattı. Bu kampanya, Sudan Silahlı Kuvvetleri'ni (SAF) Müslüman Kardeşler ve Gazze'deki Hamas ile ilişkilendirmeyi hedefliyor. Özellikle İsrail'in resmi Arapça X (eski Twitter) hesabı da bu çabaya katıldı.
SAF'ı Hamas ve Müslüman Kardeşler'le ilişkilendirme çabası
Batı medyasında sıkça yer alan BAE'li analist Amjad Taha, SAF'ı Müslüman Kardeşler ve Hamas'la ilişkilendirme kampanyasının öncüsü oldu. Taha, daha önce İngiliz yayın organı Jewish News'te SAF'ı "Afrika'nın Hamas'ı" olarak tanımlamıştı. Bu hafta, İsrailli bir aile ile Sudanlı bir ailenin fotoğraflarını paylaşarak, her ikisinin de "Müslüman Kardeşler liderliğindeki güçlerin" kurbanı olduğunu iddia etti.
Taha'nın paylaştığı fotoğraflardan biri, 7 Ekim 2023'te Hamas tarafından esir alınan ve daha sonra Gazze Şeridi'nde öldürülen İsrailli Bibas ailesine aitti. Diğer fotoğraf ise Sudanlı bir aileyi tasvir ediyor; Taha, bu ailenin RSF'ye mensup olup olmadığının sorulması üzerine SAF tarafından öldürüldüğünü iddia etti. Ancak bu fotoğrafın en azından Eylül ayına ait bir videodan alındığını ve ailenin SAF tarafından öldürüldüğüne dair herhangi bir haber raporuna rastlanmadığını beliritldi.
İsrail'in resmi Arapça hesabı da aynı iki fotoğrafı paylaşarak Taha'nınkine benzer bir argüman ortaya koydu. Perşembe günü yapılan paylaşımda, "Kendilerine 'Müslüman Kardeşler' diyenlerin terörü, her yerde aynı vahşi terördür" ifadeleri kullanıldı ve "Bu iki kadın, biri Sudan'da diğeri Gazze'de, Müslüman Kardeşler grubunun liderliğindeki güçler tarafından çocuklarıyla birlikte öldürüldü. Her iki katil de suçları için başkalarını suçluyor ve her ikisinin de propagandası Batı medyasında yer buluyor," denildi.
Diğer BAE hesapları da Hamas ile SAF arasında benzer bağlantılar kurdu. Meera Zayed, Perşembe günü "Sudan'daki Müslüman Kardeşler liderliğindeki ordu: Afrika'nın Hamas'ıdır," diye yazdı. Popüler sağcı BAE'li sosyal medya figürü Hassan Sajwani ise, "Sudan'da son 2 yıldır yaşananlar, Müslüman Kardeşler destekli Port Sudan Yönetimi'nin savaşı sürdürme ve masum sivilleri iktidar için feda etme ısrarının sonucudur," ifadelerini kullandı.
Koordineli paylaşımlar ve ortak çaba
Perşembe günü iki BAE'li etki ajanı, BAE'nin Sudan'daki rolüne ilişkin İran'ın tepkisini kınayan ve BAE ile İsrail'i savunmaya çalışan son derece benzer açıklamalar yayınladı. Bu durum, kullanılan ekran görüntüleri ve konuşma noktalarının tam olarak aynı olması nedeniyle koordineli bir çabayı işaret ediyor.
BAE ve İsrail, Eylül 2020'de açık ilişkiler kurmuş ve o zamandan beri ekonomik ve siyasi bağlarını güçlendirmişti. Bu haftanın başlarında, İsrail devlete ait bir savunma şirketinin BAE'de faaliyet göstermek üzere bir yan kuruluş kurduğu duyurulmuştu. Daha önce, BAE'nin, kısmen İsrail'in yardımıyla, Afrika Boynuzu ve Güney Yemen'de askeri ve istihbarat üsleri ağı kurduğu bildirilmişti.
Hem İsrail hem de BAE hesaplarından yapılan bazı paylaşımlarda, SAF'ın Sudan'daki Hristiyan azınlıkları hedef aldığına dair doğrulanmamış iddialar yer aldı. Ancak Sudan nüfusunun büyük çoğunluğu (yüzde 90'ından fazlası) Müslüman ve savaş dini çizgiler üzerinden yürümüyor.
Sudan'daki savaşın kökeni ve RSF'nin suçlamaları
Sudan'daki savaş, Nisan 2023'te General Abdülfettah el-Burhan liderliğindeki SAF ile Mohamed Hamdan Dagalo (Hemedti) komutasındaki RSF arasındaki uzun süredir devam eden gerilimlerin açık bir çatışmaya dönüşmesiyle patlak verdi. Şiddet, RSF'yi düzenli orduya entegre etme planları üzerindeki anlaşmazlıklarla tetiklendi, ancak hızla on binlerce insanın öldüğü ve 13 milyondan fazla kişinin yerinden edildiği ülke çapında bir savaşa dönüştü.
Ocak 2024'te BAE'nin Libya, Çad, Uganda ve Somali'nin ayrılıkçı bölgelerini kapsayan karmaşık bir tedarik ağı ve ittifaklar aracılığıyla RSF'ye silah sağladığını bildirilmişti. Wall Street Journal ise Salı günü yayımladığı bir raporda, ABD istihbarat teşkilatlarının Ekim ayında BAE'nin RSF'ye Çin insansız hava araçları ve diğer silah sistemleri tedarikini artırdığını bildirdiğini aktardı.
Sudan'daki savaşın Nisan 2023'te başlamasından bu yana, RSF savaşçıları Darfur'un diğer bölgelerinde soykırım da dahil olmak üzere yaygın katliam ve kötü muamelelerle suçlanıyor. SAF da savaş suçlarıyla itham ediliyor.