İsrail’in 1948 sınırları içerisinde kalan Filistin kasaba ve şehirlerinde, bugün (Cuma) şafak vakti ve sabah saatlerinde üç ayrı cinayet işlendi. Yıllardır tırmanan şiddet olayları ve organize suç dalgası, İsrail hükümetinin "kasıtlı ihmal" suçlamaları gölgesinde bir kez daha can aldı. Aralık ayının başından bu yana cinayete kurban gidenlerin sayısı 14’e yükseldi.
Birkaç saat arayla gelen ölüm haberleri
-
Kafr Kanna ve Aylabun: Sabahın ilk saatlerinde, 48 yaşındaki Zeyd Nasır İsa Amara, Aylabun kasabası yakınlarında aracını sürerken kurşun yağmuruna tutuldu. Vücudunun üst kısmına isabet eden çok sayıda mermi sonucu olay yerinde şehit oldu.
-
Arap El-Havalid: Hayfa yakınlarındaki Celile bölgesinde ise biri 46, diğeri 31 yaşında olan iki Filistinli, işe gitmek üzere araçlarındayken pusuya düşürüldü. Ormanlık bir alanda araçları içerisinde ölü bulunan şahısların, bölgede sevilen ve suçla bağlantısı olmayan kişiler olduğu belirtildi.
2025 yılı katliam yılına dönüştü: 251 can kaybı
Resmi veriler, 2025 yılının ilk 11 ayında ve Aralık ayının ilk yarısında yaşanan tablonun vehametini ortaya koyuyor. Yılbaşından bu yana öldürülen 251 kişinin dökümü şöyle:
-
122 kurban: 30 yaş altı gençler.
-
7 kurban: 18 yaşından küçük çocuklar.
-
23 kurban: Kadınlar.
-
Silahlı Saldırılar: Cinayetlerin 213’ü doğrudan ateşli silahlarla işlendi.
-
Polis Kurşunu: 13 kişi ise İsrail polisi tarafından vurularak şehit edildi.
"Organize suç ve istihbarat ihmali" iddiası
Bölgedeki yerel yetkililer ve siyasi analistler, bu cinayetlerin sadece birer "adli vaka" olmadığını, Filistin toplumunun sosyal dokusunu bozmak ve insanları göçe zorlamak için planlanmış bir sürecin parçası olduğunu savunuyor.
Rahat Belediye Başkan Vekili Amir El-Hezil, suç şebekelerinin askeri ve istihbari bir disiplinle çalıştığını belirterek, "Bu suçları yönetenlerin bir kısmının İsrail iç istihbarat servisi Şabak (Shin Bet) ile bağlantılı olduğu bizzat polis tarafından itiraf ediliyor. Hedef, toplumda kaos yaratarak insanları topraklarını terk etmeye zorlamak," dedi.
Analist Azzam Abu al-Adas ise İsrail'in çifte standardına dikkat çekerek şunları ekledi: "Eğer bir Filistinli direniş eylemi yapsa, İsrail istihbaratı en modern teknolojilerle faili anında buluyor. Ancak söz konusu bir Arap’ın bir Arap’ı öldürmesi olduğunda, delil yetersizliği bahanesiyle tarafsızlık kisvesine bürünüyorlar."


