İsrail'in Kanal 11 televizyonunun bildirdiğine göre, Ebu Şebab adlı milis grubuna, uyuşturucu ve kaçakçılıkla bilinen lideri Yasir Ebu Şebab'ın önderliğinde, İsrail güçlerinin kontrolündeki bölgelerde yeniden yapılanma faaliyetlerini kolaylaştırmak için İsrail makamlarından yeşil ışık yakıldı.
Kanal, iki İsrailli kaynağın, soykırımcı İsrail hükümetinin Gazze'deki Hamas karşıtı milislerin geleceğine dair kapsamlı bir vizyonu olmamasına rağmen, bu milisin görevi üstlenmesi için bir plan olduğunu doğruladığını aktardı. Bu durum, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nden çekileceğine dair tekrarlanan açıklamaların ortasında yaşanıyor.
Ebu Şebab, Gazze'deki Hamas yönetimine muhalif Filistinlilerden oluşan bir grup olarak tanımlansa da, birçok rapor bu grubu gasp, insani yardımları yağmalama ve ABD destekli "Gazze İnsani Yardım Fonu" ile koordinasyon içinde olmakla suçluyor. Bu fona da yüzlerce Filistinlinin şehadetine neden olan yardım dağıtım noktalarını denetlemekle ilgili suçlamalar yöneltilmişti.
Bu gelişmeler, İsrail işgalinin Gazze Şeridi'nin geniş bölgeleri üzerindeki askeri kontrolünü sürdürmesiyle eş zamanlı olarak yaşanıyor. Gayri resmi silahlı güçler aracılığıyla yerel sahneyi yeniden şekillendirme girişimleri hakkında uyarılar yapılırken, bu güçler sivillerin haklarını ihlal etmek ve insani krizi siyasi ve güvenlik çıkarları için kullanmakla suçlanıyor.
Yasir Ebu Şebab liderliğindeki milislerin, İsrail işgalinin Gazze'de kaos yayma ve direniş grupları ile güvenlik aygıtlarıyla doğrudan çatışmaya itmek amacıyla oluşturduğu araçlardan biri olduğu belirtiliyor. Bu durum, "Gazze'nin Somali modeli" olarak bilinen, Somali'deki iç savaş senaryosunun kopyalanması girişimi olarak değerlendiriliyor.
Yasir Ebu Şebab ve onlarca üyesi şu anda Refah şehrinin güneydoğusunda, El-Dehniya bölgesinde konuşlanmış durumda. İşgal güçlerinin kendilerine sivil ve askeri hedeflere karşı hızlı operasyonlar düzenlemeleri için koruma sağladığı bildiriliyor.
Quds Press'e özel kaynaklar, saha araştırmalarının, milise bağlı grupların, yaklaşık iki ay önce Refah'taki bir tıbbi noktadan sahra hastaneleri genel müdürü Doktor Mervan el-Hams'ın tutuklanması olayına karıştığını gösterdiğini açıkladı. Yakın zamanda başka olayların da gün yüzüne çıkarılacağı belirtildi.
Gazze Şeridi, işglaci İsrail'in saldırılarının yıkıcı etkileriyle karşı karşıya kalmaya devam ediyor. Saldırılar, çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 238 binden fazla Filistinlinin şehit olmasına ve yaralanmasına, 11 binden fazla kişinin kaybolmasına ve birçok kişinin şehadetine yol açan kıtlığa neden oldu.
Ayrıca, Şeridi'nin çoğu bölgesi ve şehrinde kapsamlı bir yıkım yaşandı. Tüm bunlar, Uluslararası Adalet Divanı'nın saldırıları durdurma emirlerine rağmen uluslararası bir kayıtsızlık içinde gerçekleşiyor.
Geçtiğimiz Ekim ayında ABD Başkanı Donald Trump, İsrail işgali ile Hamas hareketi arasında, Türkiye, Mısır ve Katar'ın katılımıyla ve ABD'nin denetiminde Şarm El-Şeyh'te yapılan dolaylı müzakerelerin ardından geçici bir anlaşmaya varıldığını duyurdu. Anlaşma uyarınca Hamas, 13 Ekim'de 20 İsrailli esiri canlı olarak serbest bıraktı.
İsrail tahminlerine göre, 28 esirin cesetleri hala bulunuyor ve bunlardan dördü şimdiye kadar teslim edildi. Anlaşmanın ikinci aşaması, İsrail'in henüz uymadığı, Gazze Şeridi'ndeki işleri yürütmek, yardım akışını ve yeniden yapılanma projelerini takip etmek için bir "Toplumsal Destek Komitesi" oluşturmayı içeriyor. Ancak, gerçek bir Filistin ulusal birliği ve egemenliğine dayanmayan herhangi bir yönetimin parçalanmaya ve siyasi şantaja açık kalacağı konusunda uyarılar yapılıyor.