Temsilci Barrack, 22 Eylül’de, Hizbullah’ın yeniden toparlandığını savunarak, Lübnan hükümetini "yalnızca konuşmakla ve Hizbullah’a karşı somut adım atmamakla" suçlamıştı.
Lübnanlı uzmanlar, yazar ve siyasi Analist Yusuf Diyab ile emekli General Hişam Cabir, Barrack’ın açıklamalarını AA muhabirine değerlendirdi.
“ABD yönetimi Netanyahu’nun politikasını benimsiyor”
Siyasi analist Diyab, “İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun özellikle İran eksenine (Hizbullah dahil) karşı izlediği saldırgan politikayı, ABD yönetimi açıkça benimsemiş durumda.” dedi.
Netanyahu’nun da 21 Eylül’de, “gelecek yıl bu ekseni (İran ekseni) ortadan kaldırma yılı olacak” yönündeki sözlerini hatırlatan Diyab, “Lübnan’daki durum da giderek endişe verici bir hal alıyor. Tüm göstergeler, özellikle İsrail’in Gazze’de elde ettiği ilerlemenin ardından saldırılarını Lübnan cephesine kaydırma ihtimaliyle birlikte, ülkenin tırmanış evresine girdiğini gösteriyor.” yorumunda bulundu.
Diyab, birçok ülkenin Filistin Devletini tanımasının da Netanyahu’yu İsrail içinde ve Lübnan’da daha fazla saldırgan duruma sevk edebileceğini dile getirerek, Netanyahu’nun uluslararası toplumun dikkatini Filistin’den uzaklaştırmak için "bunu bir savaşa dönüştürebileceğini" kaydetti.
İsrail sivil hedef gözetmiyor
İsrail’in sivil hedef gözetmeksizin saldırılar düzenlediğini vurgulayan Diyab, “Son saldırıda (21 Eylül’de Lübnan’nın güneyindeki Bint Cubeyl kentinde) bir ailenin tüm fertleri hayatını kaybetti. Bu da İsrail’in artık sivillerle askerleri ayırmadığını gösteriyor.” ifadelerini kullandı.
Diyab, gelecek aylarda, özellikle eylül–ekim döneminde, 2024’teki gibi ciddi bir askeri tırmanış yaşanabileceğini dikkati çekerek, "İsrail, partinin (Hizbullah'ın) inisiyatif almasını veya hem yurt içinde hem yurt dışında varlığını güçlendirmesini engellemek amacıyla bu dönemde bir saldırıya kalkışabilir.” dedi.
Hizbullah’ın eski Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ile halefi Haşim Safiyuddin’in suikast yıl dönümüne işaret eden Diyab, İsrail’in bu süreçteki eylemlerinin izlenmesinin gerekliliğine vurgu yaptı.
Askeri uzman ve emekli general Hişam Cabir de Barrack’ın sözlerine tepki göstererek, “Barrack, ABD gibi büyük bir devleti temsil ettiğini unutmuş görünüyor. Her gün Lübnan’a tehditler savururken, aynı zamanda İsrail’in mesajlarını taşıyor.” değerlendirmesini yaptı.
Lübnan’ı iç savaşa sürükleme
İsrail’i ‘sınır tanımayan bir boğa’ gibi nitelendiren Cabir, "ABD ve İsrail, Lübnan’ı bir iç savaşa sürüklemeye çalışıyor" ifadesini kullandı.
Cabir, Barrack’ın Lübnan ordusunun rolünü tanımlama ve Hizbullah’la çatışmaya zorlama hakkının olmadığına vurgu yaparak, bu açıklamaların ne halk ne de resmi düzeyde kabul göreceğini kaydetti.
Silahların devlet tekeline alınması sürecine de değinen Cabir, “Barrack, hükümeti dramatik bir adım atmaya teşvik ediyor. Oysa hükümet zaten teklifini sundu, İsrail net garantiler vermediği sürece de yeni bir adım atılmayacak.” diye konuştu.
Cabir, İsrail’in olası geniş çaplı bir saldırı planladığını savunarak, “Lübnan’ın güneyindeki Bint Cubeyl’de yaşanan ve uluslararası tepki çeken son katliam bilinçli bir caydırma politikasıdır. İsrail, ileri düzeyde uydu ve elektronik istihbarata sahip olduğunu söylüyor. O halde bir ailenin yok edilmesini nasıl açıklar? Bu kesinlikle kasıtlı bir savaş suçudur.” değerlendirmesinde bulundu.
Cabir, İsrail’in bir "devlet terörü" uyguladığını vurgulayarak, “Fark şu ki terör örgütleri patlayıcılarla öldürür, devletler ise uçaklarla, bombardımanla ve suikastlarla.” ifadesini kullandı.