Cemiyetten yapılan yazılı açıklamada, avukatların eylül ayında 7 farklı İsrail hapishanesinde, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu onlarca esiri ziyaret ettiği belirtilerek, esirlerin tanıklıklarının İsrail hapishane sisteminin sistematik suçlarını ve vahşetini sürdürdüğünü ortaya koyduğu kaydedildi.
Açıklamada, hapishanelerde baskı yöntemlerinde artış yaşandığına, özellikle elektroşok ve plastik mermi kullanımının arttığına işaret edilerek, Negev ve Ofer hapishanelerinde uyuz hastalığının yaygın bir şekilde görüldüğü vurgulandı.
Esirlerin, gözaltı koşullarının herhangi bir iyileşme olmaksızın aynı kaldığını, özellikle yiyeceklerin yetersizliğinin onları sürekli açlık içinde bıraktığını ve temel ihtiyaçlardan mahrum edildiklerini ifade ettiği bildirildi.
Açıklamada, binlerce esirin tutulduğu en büyük hapishanelerden biri olan Negev'in, Gazze'deki soykırımın başlamasından bu yana baskı, işkence ve saldırıların merkezi haline geldiği vurgulandı.
Negev hapishanesinin, aynı zamanda hastalıkların ve salgınların yayıldığı bir yer olduğuna değinilen açıklamada, bu durumun, birçok esirin hayatını kaybetmesine yol açtığı kaydedildi.
Esirlerin, ayrıca elbise sıkıntısı yaşadıklarını, bazılarının 6 aydır kıyafetlerini değiştiremediğini aktardığı vurgulanan açıklamada, Damon hapishanesindeki kadın esirlerin tanıklıkları ise baskı, çıplak arama, darp ve özel ihtiyaçlarından mahrum bırakılma şeklinde sıralandı.
Açıklamada, işlenen suçların artık kelimelerle tarif edilemeyecek boyuta ulaştığı ifade edilerek, uluslararası topluma harekete geçme çağrısında bulunuldu.
İsrail cezaevlerinde tutulan 11 bin 100'den fazla Filistinli işkence, açlık ve sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalıyor.
İsrail ordusunun, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 65 bini aşkın Filistinli şehit oldu.