Gazze Şeridi'nin soykırımcı İsrail tarafından işgal edilen bölgelerinde ortaya çıkan ve Hamas karşıtı bir duruş sergileyen Ebu Şebab milisleri, en önde gelen komutanlarının öldürülmesine rağmen faaliyetlerini artırarak bölgenin geleceğinde söz sahibi olmayı amaçlıyor.

İki yıldır süren saldırılarla sarsılan ve hâlâ bölünmüş durumdaki Gazze'de, küçük ve lokalize olsalar da bu grupların ortaya çıkışı, Hamas üzerindeki baskıyı arttırmayı amaçlarken, bölgenin istikrara kavuşma çabalarını zorlaştırıyor.

Gazze'de toplu mezar kabusu yaşanıyor
Gazze'de toplu mezar kabusu yaşanıyor
İçeriği Görüntüle

Liderin öldürülmesi ve yeni taahhüt

Anti-Hamas güçlerinin kurulması çabalarının merkezindeki isim olarak görülen Yasir Ebu Şebab, geçtiğimiz hafta Gazze'nin güneyindeki Refah bölgesinde öldürüldü. Lideri olduğu Halk Güçleri grubu, Ebu Şebab’ın bir aile içi anlaşmazlığa aracılık ederken hayatını kaybettiğini iddia etti, ancak suikastın failini belirtmedi. Grubun liderliğini devralan yardımcısı Hassan el-Duhine aynı yolda ilerlemeye yemin etti.

Duhine, 5 Aralık'ta yayınlanan bir videoda milislere, Abu Şebab'ın ölümünün "büyük bir kayıp" olduğunu söylerken, "Bu yolda devam edeceğiz ve aynı güçle, hatta daha fazla güçle ilerleyeceğiz," mesajını verdi.

İsrail desteği ve halkın tepkisi

İşgalci İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Haziran ayında İsrail'in anti-Hamas gruplarına destek verdiğini ve aşiretleri "harekete geçirdiğini" kabul etmişti. Üç Mısırlı güvenlik ve askeri kaynağa göre, İsrail destekli grupların ateşkesten bu yana faaliyetlerini artırdığı ve savaşçı sayılarının 400 yeni katılımla birlikte bine ulaştığı tahmin ediliyor.

Ancak Gazze'yi 2007'den beri kontrol eden Hamas, bu grupları "iş birlikçi" olarak damgalıyor. Filistinli analistler, bu görüşün halkın geneli tarafından da paylaşıldığını belirtiyor. Birleşmiş Milletler destekli ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından Hamas, kontrolüne karşı çıkan ve özellikle soykırımcı İsrail ile çalıştığı ifade edilen Filistinlilere karşı hızla harekete geçmiş, onlarca kişiyi öldürmüştü.

HanYunus bölgesinde konuşlu bir diğer anti-Hamas fraksiyonunun başkanı Hussam Alastal, grubunun uluslararası "dostlardan" silah, para ve diğer destekleri aldığını, ancak İsrail'den askeri destek almadığını iddia etti. Alastal, gıda ve diğer ihtiyaçların koordinasyonu konusunda İsrail ile temasları olduğunu kabul etti ve grubunun ateşkes sonrası yeni üyelerle birlikte artık birkaç yüz savaşçı ve sivile sahip olduğunu söyledi.

Gelecekteki belirsizlik ve ABD planları

İsrail, Hamas'ın silahsızlandırılmasını ve Gazze'nin yönetiminde gelecekte bir rol oynamamasını hedeflediğini belirtiyor. İsrail'e yakın bir hükümet yetkilisi, "Hamas'ın baskı ve zulmünden kendini kurtarmayı isteyen ve bunun için aktif olarak savaşan Filistinli eksikliği yok," yorumunu yaptı.

ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze planı, Hamas'ın silahsızlandırılması, bir geçiş otoritesinin kurulması, çok uluslu bir gücün konuşlandırılması ve yeniden inşa sürecini öngörüyor. Ancak sürecin yavaş ilerlemesi, bölgenin fiili olarak ikiye bölünme riskini artırıyor: Az sayıda insanın kaldığı İsrail kontrolündeki iç kesim ve yerinden edilmiş insanlarla dolu olan sahil şeridi.

ABD'li yetkililer, savaş sonrası planlama çerçevesinde, yerinden edilen Gazzeliler için Refah'ın da aralarında bulunduğu İsrail kontrolündeki alanlarda "Alternatif Güvenli Topluluklar" olarak adlandırılan konut siteleri oluşturulması fikrini tartışıyor. Bir ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, ABD'nin bu gruplarla resmi teması veya desteği olmadığını, "Gazze'de kimin yöneteceğine Gazzeliler karar verecek," dedi.

Daily Ummah