İslam Dünyası

İki yılda İsrail'den 90 bin kişi kaçtı!

Tel Aviv Üniversitesi'nin kapsamlı araştırması, işgalci İsrail'in son iki yılda (Ocak 2023 - Eylül 2024) 90 bin işgalcinin ülkeyi terk ettiğini ortaya koydu.

Tel Aviv Üniversitesi'nden kıdemli araştırmacıların Ocak 2023 ile Eylül 2024 arasındaki dönemi kapsayan çarpıcı bir çalışması, İsrail'in son iki yılda büyük bir beyin göçüyle karşı karşıya olduğunu gözler önüne serdi. Çalışma, yüksek gelirli göçmenlerin oranının dörtte birden üçte bire yükseldiğini ve bu durumun soykırımcı İsrail için stratejik bir tehlike oluşturduğu uyarısında bulundu.

Araştırmaya göre, 2023'te yaklaşık 50 bin, 2024'ün Eylül ayına kadar ise 40 bin olmak üzere, toplamda yaklaşık 90 bin İsrailli yerleşimci ülkeyi terk etti. Bu rakam, yıllık ortalama 32 bin olan önceki istikrarlı göç dengesine kıyasla sırasıyla %25 ve %56'lık kayda değer bir artışı temsil ediyor.

Yüksek gelir ve eğitimli kesimlerde endişe verici artış

Araştırmacılar, bu son göç dalgasının özellikle gençler, yüksek gelir grupları, doktorlar, mühendisler ve bilimsel derecelere sahip kişiler arasında endişe verici bir artış gösterdiğine dikkat çekiyor. Çalışmanın en çarpıcı bulgularından biri, incelenen dönemde (Ocak 2023 - Eylül 2024) devlet hazinesinin bu göç nedeniyle 1.5 milyar şekel (yaklaşık 420 milyon dolar) vergi geliri kaybettiği oldu.

Yüksek gelirli göçmenlerin temsil oranı giderek artıyor; ortalamanın üzerinde maaş alan İsrailli göçmenlerin oranı son yıllarda önemli ölçüde yükseldi. Yeni göçmen grubu içindeki en üst üçte birlik dilimin ağırlığı, dörtte birden üçte birin üzerine çıktı.

Bu, daha fazla yüksek teknoloji çalışanı, yönetici, serbest meslek sahibi profesyonel ve diğer yüksek gelirli kişilerin işgalci İsrail'i terk ettiği anlamına geliyor. Bu durum, ülkenin vergi tabanına doğrudan etki ederek, her yıl aynı boyutta potansiyel bir gelir kaybına yol açıyor.

Sağlık sistemi kan kaybediyor: 875 doktor ülkeyi terk etti

Çalışmanın özellikle dikkat çektiği nokta, göç eden doktorların yüksek oranı. Sağlık meslekleri arasında alışılmadık bir ayrılış olduğu belirtilirken, Ocak 2023 ile Eylül 2024 arasında 875 İsrailli doktor işgal devletini terk etti.

İsrail gibi doktor sıkıntısı çeken bir ülke için birkaç yıl içinde yüzlerce doktorun kaybedilmesi oldukça endişe verici bir rakam. Bu durum, eğitimlerini zaten almış ve tecrübe edinmiş doktorların kaybı nedeniyle çifte bir kayıp olarak değerlendiriliyor. Gelişmiş tıbbi hizmetlerde temel profesyonellere olan bağımlılık düşünüldüğünde, bu göçün sağlık sistemi için büyük bir darbe ve risk oluşturduğu ifade ediliyor.

Beyin göçü ve yüksek teknoloji sektöründeki riskler

Çalışma, bilim ve teknoloji alanlarındaki "beyin göçünün" boyutlarına da ışık tuttu. Aynı dönemde, lisans veya daha yüksek derecelere sahip 19 binden fazla İsrailli yerleşimci, bunlardan 6 binden fazlası bilim ve mühendislik mezunu olmak üzere ülkeyi terk etti. Doktora derecesine sahip 633 bilim, mühendislik ve teknoloji uzmanının da ayrıldığı belirtildi.

Bu veriler, yüksek nitelikli akademik ve bilimsel kadroların yurt dışına göç etmesinde endişe verici bir eğilime işaret ediyor. Uzun vadede İsrail'de araştırma, akademi ve teknolojik inovasyona zarar verebilecek bu durum, ekonominin ana motoru olan bu alanlar için kritik bir tehdit oluşturuyor.

Mühendislik ve yüksek teknoloji sektörlerinde de alışılmadık derecede yüksek bir göç yaşanıyor; 2023'ün başından Eylül 2024'e kadar 3 binden fazla İsrailli mühendis ülkeyi terk etti. Bilgisayar bilimi, yazılım ve teknoloji gibi yüksek teknoloji alanlarında eğitim almış işgalci İsrailliler de artan sayılarda göç ediyor.

Gençlerin ve deneyimli profesyonellerin ayrılışı

Çalışma, işgal devletini terk eden İsrailli yerleşimcilerin büyük çoğunluğunun gençlerden oluştuğunu ortaya koydu. Mevcut göç dalgasındaki ayrılanların %75'inden fazlası kırk yaşın altında.

Ayrıca, son yıllarda 40 yaş üstü göçmenlerin oranında da artış olduğu belirtilerek, yaşlıların da göçte artan bir rol oynamaya başladığına dikkat çekildi. Bu durum, sadece kariyerlerinin başındaki gençlerin değil, aynı zamanda ülkede daha köklü, iş ve aile sahibi olgun İsraillilerin de göç dalgasına katıldığını gösteriyor.

Stratejik risk ve geri dönülmez nokta uyarısı

Araştırmacılar, göçmen sayısının tek başına İsrail ekonomisi için doğrudan bir tehdit oluşturmadığını, henüz "demografik bir çöküşten" uzak olduğunu belirtiyor. Ancak asıl tehlike, bu eğilimin devam etmesi ve yeni göçmenlerin özellikleriyle birlikte kötüleşmesinde yatıyor.

Soykırımcı İsrail ekonomisinin doğal kaynaklara değil, tıp, mühendislik, araştırma, akademik sektör ve ileri teknoloji gibi hayati merkezlerde yoğunlaşmış nitelikli ve nispeten sınırlı insan sermayesine dayandığı vurgulanıyor. Bu sektörler az sayıda insana bağlı olduğundan, kitlesel bir göçe gerek kalmadan, bu belirli nüfus gruplarını hedef alan yoğun göç dalgaları sistemik zararlara neden olabilir.

Çalışma, birçok İsraillinin sürekli ayrılışının negatif bir kısır döngüyü tetikleyebileceği konusunda uyarıyor: Her doktor veya mühendisin ayrılışı, ait olduğu sistemi zayıflatır; zayıflayan sistem diğer çalışanlar için daha az çekici hale gelir; bu da onların ayrılmayı düşünmelerine yol açar; ve bu süreç herhangi bir siyasi, güvenlik veya ekonomik şokla hızlanır. Başka bir deyişle, ayrılan her kişi diğerlerinin onu takip etme motivasyonunu artırıyor.

Daily Ummah