İslami Direniş Hareketi (Hamas), yaptığı bir açıklama ile, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) Gazze ile ilgili ABD destekli kararı kabul etmesine tepki gösterdi. Hamas, kararın Filistin halkının haklarını yansıtmadığını, insani ve siyasi taleplerini karşılamadığını ve soykırımcı İsrail işgalinin son iki yılda Gazze'de neden olduğu savaşın etkilerini ele almadığını belirtti.
Hamas, kararın Gazze'ye uluslararası bir vesayet dayattığını ve bölgeyi Filistin topraklarının geri kalanından izole ettiğini; bunun da Filistinlileri kendi kaderini tayin etme ve başkenti Kudüs olan Filistin devletini kurma hakkından mahrum bıraktığını ifade etti.
Direniş hakkı ve silah sorunu iç meseledir
Hamas, İsrail işgaline karşı direnişin uluslararası yasalar uyarınca meşru bir hak olduğunu vurguladı. Hareket, direnişin silahları hakkındaki herhangi bir tartışmanın, işgali sona erdirmeyi amaçlayan siyasi bir süreç çerçevesinde, tamamen Filistin'in iç meselesi olarak kalması gerektiğini kesin bir dille belirtti.
Hamas'a göre, uluslararası güce Gazze içinde silahsızlandırma da dahil olmak üzere görevler verilmesi, gücü çatışmada işgal lehine bir taraf haline getirecektir.
Hareket, herhangi bir uluslararası gücün görevlerinin sadece sınırlarla sınırlı olması, ateşkesi izlemesi ve yardımların BM gözetimi altında, işgalin hiçbir katılımı olmadan akışını sağlaması gerektiğini talep etti.
Uluslararası topluma çağrı: Adalet sağlanmalı
Hamas, uluslararası toplumu ve BMGK'yı, uluslararası hukuka ve insani değerlere bağlı kalmaya çağırdı. Hareket, Gazze ve Filistin davası için adaletin sağlanması amacıyla saldırganlığın durdurulması, yeniden inşa, işgalin sonlandırılması ve Filistin halkının kendi kaderini tayin etme yetkisinin verilmesi yönünde adımlar atılmasını talep etti.
BMGK oylaması ve ABD'nin tepkisi
BM Güvenlik Konseyi, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze Şeridi'nde uluslararası bir güç konuşlandırılmasını ve "bir Filistin devleti kurma yolunu" içeren barış planını destekleyen ABD kararını onaylamıştı. Karar, Konsey üyelerinden 13 lehte oy alırken, Rusya ve Çin veto hakkını kullanmayarak çekimser kalmıştı.
