"Anılarımızın yeri koskoca bir boşluk oldu"
Gazze'deki soykırımdan kurtulan bir kişinin kaleme aldığı sarsıcı mektup, savaşın bir aile üzerindeki yıkımını ve ardından gelen derin travmayı tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. İsmi açıklanmayan bu kişi, abisi, yengesi ve yeğenlerinin hayatını kaybettiği bombardıman anını ve sonrasında yaşadığı dayanılmaz kederi kelimelere döktü.
Şok ve yıkım anı
Acı haber, öğleden sonra saat beşte, annesinin titreyen sesinden geldi: "Binası bombalandı... hepsi öldürüldü..." Bu feryat, hayatta kalan kişinin tüm yaşam anlamını paramparça etti. Abisi, oğulları ve kızları... Nasıl, ne zaman, kim toplayacak kalıntılarını? Bu ağır sorular zihnini bir fırtına gibi dağıttı ve onu çığlıklar içinde yere yığılmış bıraktı.
Eşinin ve kuzenlerinin desteğiyle ayakta kalmaya çalışırken, bir yandan da hayatta kalan gelininin ve en büyük yeğeninin yaralı olarak kurtulduğunu öğrendi, "Allah'a şükretti" ancak kalbi, "şehitler" ve yaralarını saracak desteği olmayanlar için sızlıyordu.
Yalnızlığın yedi saati
Kendisinin, annesinin ve ablasının Gazze dışında güvende bir yer arayışında olduğu bir dönemde gerçekleşen bu katliam, aileyi ayrı düşürdü. Haberi alan yazar, annesine ulaşmak için üç saatlik bir yolculuğa çıktı. Gece yarısı ulaştığında, televizyonda katliamın ve cenazelerin toplanma çabalarının görüntülerini izlerken, annesinin o dehşet verici haberi aldığı andan kendisi gelene kadar tam yedi saat boyunca tek başına bu acıyla baş etmeye çalıştığını fark etti. O anın yalnızlığı, yazarın yüreğine ayrı bir acı verdi.
Sessiz bir cenaze
Ablasının gelişiyle birlikte kederleri birleşti, ancak yazar, herkesin önünde güçlü kalma zorunluluğu hissederek kendi yıkımını kimsenin görmeyeceği bir yerde saklamaya çalıştı. Uykusuzluk, göğsüne çöken ağırlık ve kesilen nefesiyle fiziksel olarak da zor günler geçiriyordu.
Trajedinin ikinci günü, haber sitelerinde ve sosyal medyada kardeşinin dairesini hedef alan katliamın detaylarını araştırmaya başladı. Yayınlanmamış, tüyler ürperten fotoğraflarla yüzleşti:
-
Yeğenlerinin cesetleri binadan otuz metre uzağa fırlamış, en büyüğü başı kesilmiş halde.
-
Diğer yeğenlerinin cesetleri beton bloklarla örtülü, en küçüğü ise ikinci gün komşuların binasında bulunmuş.
-
Kardeşinin ve yengesinin ambulansın yanındaki son anları.
Koparılan bir parça
Yazar, kendisinden altı yaş büyük olan ve hayatının her anında yanında olan, sevgi dolu, saygılı ve ailesine düşkün abisini büyük bir minnetle anıyor. Çocukları; neşe dolu, yetenekli ve evlerini mutlulukla dolduran yeğenleri, şimdi yüreklerinde derin bir boşluk yaratan birer anıya dönüştü.
Onların Kur'an bilgisi, iyi ahlakı ve sevgileriyle dolu mutlu yuvaları, "bilgi, iyi ahlak ve Kur'an ezberiyle ışıldayan" bu aile, geride sadece "yürekleri kemiren bir acı ve kimsenin dolduramayacağı bir boşluk" bıraktı.
Mektubunu, "Elveda, mutluluk ve neşe kaynağı olanlar. Sizi kaybettik ve kalbim yeri doldurulamaz bir parçasını kaybetti," sözleriyle bitirirken, savaşın bir ailenin tüm hatıralarını, sevgisini ve geleceğini nasıl söküp attığını tüm dünyaya haykırıyor.
