Gazze Hükümeti Medya Ofis Müdürü İsmail es-Sevabite, bölgede etkisini artıran sert kış koşullarının, altyapısı tamamen yok edilmiş şehirde siviller için "doğrudan bir ölüm tehdidine" dönüştüğünü açıkladı. Sevabite, sınır kapılarının kapalı tutulması ve barınma malzemelerinin engellenmesi nedeniyle yaşanan trajedinin boyutlarını gözler önüne serdi.
"Çadır kentler bataklığa döndü"
Sevabite, fırtına ve yağışlarla birlikte yerinden edilen sivillerin sığındığı bölgelerin balçık tarlasına ve bataklığa dönüştüğünü vurguladı. Açıklamada şu çarpıcı detaylara yer verildi:
"Çadırlar, içindeki yataklar, battaniyeler ve gıda malzemeleriyle birlikte sular altında kaldı. Tıbbi hizmet veren noktalar hasar gördü. Zaten her şeyini kaybetmiş binlerce aile, bu kez de soğukla sınanıyor."
300 bin çadır sınırda bekletiliyor
Krizin temel nedeninin İsrail ablukası olduğunu belirten Sevabite, Gazze'ye girmesi gereken yaklaşık 300 bin çadır ve konteyner evin sınırda bekletildiğini, girişine izin verilmediğini hatırlattı. Bu engellemenin uluslararası hukukun açık ihlali olduğunu savunan yetkili, BM ve garantör ülkelere "acil baskı" çağrısında bulundu.
Fırtına bilançosu ağırlaşıyor
Gazze'de 15 Aralık'tan bu yana etkili olan ikinci fırtına dalgası ve soğuk hava nedeniyle şimdiye kadar 17 Filistinli can verdi. Bölge, daha önce 10 Aralık'ta başlayan ve 3 gün süren "Byron" fırtınasında da 14 can kaybı vermiş, 53 binden fazla çadır kullanılamaz hale gelmişti.
1,5 milyondan fazla insanın, hiçbir korumanın olmadığı derme çatma alanlarda tekrar eden felaket döngüsü içinde yaşadığı belirtiliyor.