Gazze Şeridi Sivil Savunma ekipleri, bu sabah (Çarşamba), İsrail işgali sırasında alıkonulan ve son takas anlaşması kapsamında geri verilen 54 kimliği belirsiz Filistinli şehidin cenazesini Han Yunus'taki Nasır Tıp Kompleksi'nden alarak defnetti.
Gazze Şeridi Hükümet Medya Ofisi, cenazelerin bir kısmının Deir el-Balah kentinde toplu bir mezarlığa defnedildiğini bildirdi. Ofis Genel Müdürü İsmail es-Sevabite, düzenlediği basın toplantısında, İsrail tarafından iade edilen cenazelerin üzerinde "belirgin işkence ve ağır ihlal izlerinin" bulunduğunu kesin bir dille belirtti.
Sevabite, resmi incelemelerin, bazı kurbanların boğularak veya çok yakın mesafeden ateş edilerek "kasıtlı saha infazlarına" maruz kaldığını kanıtladığını açıkladı. Daha da şok edici bir iddia olarak, Sevabite, bazı şehitlerin cesetlerinden organlarının çalındığını öne sürdü. Yetkili makamların bugüne kadar işkence ve keyfi infaza maruz kalmış 165 şehidin cenazesini teslim aldığını, ancak yakın zamanda teslim edilen 90 cenazeden sadece 36'sının kimliğinin belirlenebildiğini söyledi. Geriye kalan 54 şehidin kimlikleri ise, Gazze'de DNA test cihazlarının bulunmaması nedeniyle henüz tespit edilemedi ve bu nedenle defnedildiler.
Geçen hafta Perşembe günü, Gazze Sağlık Bakanlığı Genel Müdürü Dr. Munir el-Burş da teslim alınan cesetlerin "hayvanlar gibi bağlanmış, gözleri kapalı" olduğunu ve "işlenen suçun boyutunu ortaya koyan korkunç yanık ve işkence izleri" taşıdığını belirtmişti. Adli tıp uzmanı bir doktor ise, incelenen 120 cenazeden yalnızca altısının teşhis edilebildiğini, bazılarında elleri ve ayakları plastik kelepçelerle bağlıyken asılarak infaz edildiğine dair açık kanıtlar bulunduğunu ifade ederek, kariyeri boyunca böyle manzaralarla karşılaşmadığını dile getirmişti.
Uluslararası ihlallerin boyutu
Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi (Euro-Med Monitor) de geçen hafta Perşembe günü yaptığı açıklamada, İsrail makamlarının teslim ettiği cenazelerin dehşet verici durumu karşısında "büyük bir şokla" durumu takip ettiklerini bildirmişti. Gözlemevi, tıbbi ve saha kanıtlarının, gözaltına alınan Filistinlilere karşı uluslararası insancıl hukuku ve Cenevre Sözleşmelerini açıkça ihlal eden "sistematik infaz ve işkence suçlarının" işlendiğini gösterdiğini vurguladı.
Gözlemevi'nin saha ekibi, İsrail'in Uluslararası Kızılhaç Komitesi aracılığıyla üç aşamada (toplam 120 cenaze) teslim ettiği cesetlerde; boyunlarda boğulma izleri, çok yakın mesafeden ateşli silah yaraları, plastik kelepçelerle bağlanmış eller ve ayaklar, göz bağları, tank paletleri altında ezilmiş cesetler ve ağır fiziksel işkence, kırıklar ve derin yaralar bulunduğunu ortaya koyan güçlü kanıtlar tespit edildiğini kaydetti.
7 Ekim 2023'ten bu yana ABD ve Avrupa desteğiyle Gazze Şeridi'nde soykırım suçu işleyen İsrail, uluslararası çağrıları ve Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) durdurma emirlerini hiçe saymaya devam ediyor. Bu soykırım, çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 238 binden fazla şehit ve yaralıya, 11 binden fazla kayıp kişiye, yüz binlerce yerinden edilmiş insana, pek çok kişinin, özellikle çocukların ölümüne neden olan bir açlığa ve Gazze'deki kentlerin çoğunun haritadan silinmesine yol açan kapsamlı bir yıkıma neden oldu.