Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA), yaptığı açıklamada, Gazze'deki 50,000 hamile ve emziren kadının günlerdir yiyecek bulamadığını belirtti. Bu kadınların çocukları, erken doğum, ölüm ve kalıcı sağlık problemleri gibi hayati tehditlerle karşı karşıya.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) de bu duruma dikkat çekti. WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, gıda, yakıt ve ilaçtaki ciddi kıtlığın sivil halkı, özellikle çocukları öldürdüğünü vurguladı.
Krizin merkezinde, ABD ve İsrail tarafından askeri hedefler için yardım aracına dönüştürülen bozuk bir yardım sistemi var. İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy, ABD-İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı (GHF) için yardım dağıtım mekanizmasının “tamamen kabul edilemez” olduğunu ifade etti.
Uluslararası Kızıl Haç Komitesi (ICRC) de durumu alarm verici buldu. Gazze'deki yardım dağıtım noktalarında kitlesel yaralanma olaylarında keskin bir artış kaydedildi. Bu artış, Gazze'nin zaten kırılgan olan sağlık sistemini aşırı derecede zorlamış durumda.
Mayıs ayı sonlarından itibaren GHF, yardım noktalarını yönetmeye başladıktan sonra, ICRC'nin güney Gazze'deki saha hastanesi yalnızca 200'den fazla ölüm kaydetti ve 2,200'den fazla kurşun yaralı hastayı tedavi etti. Bu yaralıların birçoğu, 21'den fazla ayrı kitlesel silahlı saldırıdan kaynaklanıyor.
ICRC, “Bu olayların ölçeği ve sıklığı eşi benzeri görülmemiştir,” dedi. “Sadece birkaç hafta içinde, geçen yılki tüm kitlesel yaralanma olaylarından daha fazla yaralı tedavi ettik.”
Bu arada, İsrail yardımları engellemeye devam ediyor. 2 Mart'tan bu yana, çoğu insani yardım kamyonunun Gazze'ye geçişini kapattı. Günde yalnızca birkaç düzine kamyon girmesine izin veriliyor ve bunlar da İsrail destekli çeteler tarafından yağmalanıyor. Minimum hayatta kalma ihtiyaçlarını karşılamak için günde en az 500 kamyona ihtiyaç var.
