26 Eylül 2025 tarihinde gerçekleştirilen Cuma hutbesinde, namazın İslam dininin temel esaslarından biri olduğu ve Allahı'ın bütün peygamberlere emrettiği bir ibadet olduğu ifade edildi. Hutbede, namazın müminin hayatında nasıl bir yer tuttuğu, huzurun ve teslimiyetin sembolü olduğu vurgulandı. Namazın, nefsimizi terbiye ederek ömrümüze bereket kattığı, evlerimize huzur getirdiği ve ruhumuzu dinlendirdiği belirtildi.
Hutbede, namazın sadece fiziksel bir ibadet olmadığı, aynı zamanda hayatımıza yön veren bir yol haritası olduğu ifade edildi. Namazın rükün, şart ve adabına riayet edilerek kılınmasının önemi üzerinde duruldu. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in hayatında namazın vazgeçilmez bir yer tuttuğu, onun son günlerinde bile cemaatle namaz kılmayı sürdürdüğü hatırlatıldı. “Her kim sabah namazını kılarsa, o kimse Allah’ın koruması altındadır.” hadisiyle namazın önemi bir kez daha vurgulandı.
Camilerin, namazın hayat bulduğu mübarek mekânlar olduğu ve bu ibadetin toplumda birlik ve beraberliği pekiştirdiği ifade edildi. Camilerin, huzur ve barışın teminatı olduğu, ilim ve irfan yuvaları olarak önemli bir rol oynadığı belirtildi. Hutbede, cami ve namazın, günümüz insanına nefes alma ve huzur bulma fırsatı sunduğu, toplumsal barışa katkı sağladığı vurgulandı.
Diyanet İşleri Başkanlığı, her yıl 1-7 Ekim tarihleri arasında “Camiler ve Din Görevlileri Haftası”nı kutlarken, bu yılki temanın “Peygamberimiz (s.a.s), Cami ve Namaz” olarak belirlendiği açıklandı. Hutbenin sonunda, Ankebût Suresi’nin 45. ayetiyle namazın hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyan en büyük ibadet olduğu hatırlatıldı.