Dünya

BM'nin Gazze kararı yeni 'Manda' tartışmasına neden oldu

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden geçen karar, Gazze'ye uluslararası güç yerleştirilmesini öngörüyor; analistler, planı Filistin tarihinde yeni bir sömürgeci bölüm olarak değerlendiriyor.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) kısa süre önce onayladığı bir kararla, Gazze Şeridi’nde görev yapacak uluslararası bir gücün "yetki alanını yerine getirmek için gerekli tüm tedbirleri" kullanacağı belirlendi. Karar, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’nin geleceğine dair hazırladığı 20 maddelik planı denetleyecek bir "Uluslararası İstikrar Gücü (ISF)" ile çok uluslu birliklerin bölgeye yerleştirilmesini öngörüyor.

Analistler ve tarihçiler, uluslararası güçlerin Filistin topraklarında yönetimi devralması anlamına gelen "Manda" teriminin kullanılmasının, bölge için ağır bir tarihi yük taşıdığını belirtiyor. İngiliz-İsrailli tarihçi Avi Shlaim, kararı "yerli halkın haklarını ve arzularını tamamen göz ardı eden klasik bir sömürge planı" olarak nitelendirdi ve bunu İngiliz Filistin Mandası ile karşılaştırdı.

Koşullu bağımsızlık ve eleştiriler

Pazartesi günü 13 lehte oyla (Rusya ve Çin çekimser kaldı) kabul edilen 2803 sayılı Karar, iki yıllık bir geçiş dönemi için çok uluslu birlikleri, Filistinli teknokratları ve yerel bir polis gücünü denetleyecek bir "barış kurulu" kurulmasını içeriyor.

Kararda, bir dizi şartın yerine getirilmesi halinde "Filistin'in kendi kaderini tayin etme ve devlet olma" hakkına yönelik muğlak bir gönderme yapılıyor. İngiliz-İsrailli analist Daniel Levy, bu durumu eleştirerek, "Bu, bir hak olan kendi kaderini tayin etme hakkına koşullar koyuyor" dedi ve BM'nin bu kararla uluslararası hukuku zayıflattığını öne sürdü.

Karar, Hamas ve diğer Filistinli gruplar tarafından reddedilirken, Filistin Yönetimi (FY) tarafından desteklendi. FY'nin desteği, Mısır, BAE, Katar, Suudi Arabistan, Türkiye ve Endonezya dahil olmak üzere Müslüman çoğunluklu ve Arap devletlerinin metni onaylamasına zemin hazırladı. Rusya ve Çin ise kararı "sömürgeci" olarak nitelendirmelerine rağmen veto haklarını kullanmayıp çekimser kaldı.

Silahsızlanma çıkmazı ve uygulama şüphesi

Karar, uluslararası güçlerin Gazze’deki "terör" altyapısını yok etme görevini içeriyor. Ancak Hamas’ın silahsızlanmayı reddetmesi, çok uluslu birliklerin konuşlandırılması ihtimalini düşürüyor. Tarihçi Shlaim, "İsrail ordusu iki yıllık amansız bombardıman sonrasında Hamas’ı silahsızlandıramadı. Peki uluslararası bir kurum bunu nasıl yapacak?" diye sordu. Shlaim ve diğer analistler, bu planın süresiz İsrail kontrolü anlamına gelebileceği uyarısında bulundu.

Helena Cobban, bölgedeki aktörlerin de bu misyona katılma konusunda isteksiz olacağını düşünüyor: "İsrail ordusu Gazze'deki Filistin direnişini yenememişken, ISF'ye katılmayı düşünen Arap veya Müslüman ordularının genelkurmay planlamacıları kendi ordularının bunu denemesini istemeyecektir."

Hamas'ın, bağımsız bir Filistin devletinin ordusu içine entegre olma karşılığında silahlarını bırakmaya ima etmesi, sömürge karşıtı güçlerin tarihi dekolonizasyon sürecindeki normal seyrine işaret ediyor. Ancak silahsızlanma konusundaki mevcut çıkmaz, kararın uygulanmasını belirsiz kılıyor. Analistler, BMGK'nın soykırımcı İsrail'in kısmi onayıyla desteklenen bir Trump planına onay vermesinin, BM'nin kendisi için bile uzun süreli bir kriz yarattığını belirtiyor.

Daily Ummah