BM Güvenlik Konseyi (BMGK), yaptığı oylamada, ABD'nin desteklediği ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'nin geleceğine yönelik planlarını özetleyen bir karar tasarısını kabul etti. 15 üyeli BMGK'da 13 üye lehte oy kullanırken, daimi üyeler Rusya ve Çin çekimser kaldı. Oylamaya katılma izni verilen ancak oy hakkı olmayan işgalci İsrail, tasarıdaki Filistin devletine dair her türlü ibarenin çıkarılması için son dakikaya kadar lobi faaliyeti yürüttü.
Ancak ABD'nin bu dili koruması, Trump yönetiminin soykırımcı İsrail'in muhalefetine rağmen kilit Müslüman müttefikleriyle samimi bağlarını sürdürme konusundaki ciddiyetinin bir işareti olarak yorumlandı. Washington, başlangıçta Filistin'in kendi kaderini tayin etme hakkına atıfta bulunmamıştı, ancak bir "Uluslararası İstikrar Gücü" için asker sağlamasını umduğu Müslüman ve Arap uluslarını yatıştırmak amacıyla bu değişikliği yaptı.
UNSC 2803 olarak adlandırılan karar, Filistin Yönetimi'nin (FY) reformlardan geçmesi ve Gazze'nin yeniden inşasının ilerlemesi durumunda, "Filistin'in kendi kaderini tayin etmesi ve devlet kurması için güvenilir bir yolun koşullarının mevcut olabileceğini" belirtiyor.
İsrail'den sert tepki: Suikast tehdidi
Kararın kabulü İsrail'de sert tepkilere neden oldu. Netanyahu, daha önce Filistin'i tanıyan batılı uluslara karşı harekete geçmediği için müttefiklerinin eleştirisi altındayken, Pazar günü kabinesine Filistin devletine kesinlikle karşı olduğunu yineledi.
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, BM'nin devlet kurma dilini onaylaması halinde Filistin Yönetimi yetkililerinin öldürülmesi gerektiğini söyledi. Ben-Gvir, "Eğer Filistin terörist devletinin tanınmasını hızlandırırlarsa ve BM bir Filistin devletini tanırsa, her bakımdan terörist olan üst düzey Filistin Yönetimi yetkililerinin hedefli suikastları emredilmelidir” dedi.
Filistin Dışişleri Bakanlığı bu açıklamayı derhal kınayarak "sistematik kışkırtma" olarak nitelendirdi ve hesap sorulmasını talep etti.
Arap ve Müslüman ülkelerin desteği
Filistin devletine yönelik dili başlangıçta içermemesine rağmen karar, Mısır, Katar, BAE, Suudi Arabistan, Endonezya, Pakistan, Ürdün ve Türkiye gibi kilit Arap ve Müslüman ülkelerin desteğini aldı. Bu ülkeler, geçen hafta ortak bir bildiri yayınlayarak kararın “hızlı bir şekilde kabul edilmesi” çağrısında bulunmuştu.
Ayrıca, bu ülkeler uluslararası kurumun kendilerine Gazze'ye barış gücü gönderme yetkisi vermesini istediklerini açıkça belirttiler. ABD planı, Haiti'de faaliyet gösterene benzer bir uluslararası istikrar gücü öngörüyor ve bu güç, Trump'ın başkanlığını yaptığı "barış kurulu" olarak adlandırılan bir kurula rapor verecek.
Sivil toplum kuruluşlarından eleştiri
İngiliz-İsveçli STK Law for Palestine, ABD kararını eleştirerek, Filistin halkının kendi geleceklerini belirleme sürecine dahil edilmediğini belirtti. Kuruluş, "Barış Kurulu adı verilen yabancı bir konseyin dayatılması, yasadışı işgali sona erdirmeyi veya Filistin halkının devredilemez kendi kaderini tayin hakkını gerçekleştirmeyi amaçlamamaktadır" dedi. Açıklamada, planın Filistin halkının dışlanmasıyla ve büyük bir güç asimetrisi zemininde formüle edildiği vurgulandı.