Almanya’da yaşayan Filistinli-Ürdünlü bir kadın, Alman makamlarının çocuğunu "güvenlik tehdidi" olarak değerlendirmesi sonucu bir yaşındaki oğlundan ayrılmak zorunda kaldı. Dima isimli kadın ve ailesi, bu durumun Filistin dayanışmasını bastırmaya yönelik sistematik bir yaklaşımın parçası olduğunu savunuyor.

Avrupa Hukuki Destek Merkezi (ELSC) tarafından desteklenen davada, Dima’nın avukatları, Alman devletinin oturum ve vatandaşlık yasalarını kullanarak özellikle Filistinli aktivistlere baskı uyguladığını belirtti. Amsterdam merkezli kuruluş, 2019’dan bu yana Almanya’da en az 22 benzer vaka tespit ettiklerini açıkladı.

Olayın başlangıcı

Dima, 2017 yılında hemşire olarak çalışmak için Ürdün’den Almanya’ya taşındı. 2023 yılında ilk çocuğunu dünyaya getiren Dima, Ağustos 2024’te ailesiyle birlikte Ürdün’e seyahat etti. Ancak dönüş yolculuğunda oğlunun Almanya’ya giriş izni olmadığı gerekçesiyle ülkeye alınmadığını öğrendi.

Başlangıçta küçük bir bürokratik sorun gibi görünen bu durum, dört ay sonra Alman makamlarının çocuğun Almanya’ya girişini güvenlik tehdidi olarak gördüğünü açıklamasıyla farklı bir boyuta taşındı. Dima’nın avukatı Ebru Akcan Asiltürk, bu kararın bir hata olduğunu düşündüklerini ancak daha sonra Dima’nın Filistin dayanışma faaliyetleri nedeniyle Alman iç istihbarat servisi tarafından soruşturulduğunu öğrendiklerini söyledi.

Aile için zor seçimler

Dima ve eşi, oğullarını Ürdün’de bırakıp dönüşümlü olarak Almanya’ya gidip gelmek zorunda kaldı. Bu süreçte Dima, oğlunun duygusal bağlarının zarar gördüğünü ve çocuğun hem annesini hem de babasını ayırt edemeyecek hale geldiğini ifade etti.

Berlin İdare Mahkemesi, Şubat 2025’te verdiği kararda, çocuğun Almanya’ya dönüşünün acil bir durum olmadığını belirtti. Mahkeme, Dima ve eşine ya Almanya’ya dönmeleri ya da Ürdün’de kalmaları gerektiğini söyledi. Ancak Dima, Ürdün’de kalması halinde Almanya’daki oturum hakkını kaybedecekti.

Dava ve mücadele

Dima’nın avukatı, Berlin-Brandenburg Yüksek İdare Mahkemesi’ne temyiz başvurusunda bulundu. Ayrıca, ELSC, Almanya Federal Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak idare mahkemesinin kararını eleştirdi. Dava sonucunun, benzer durumlarla karşılaşan aileler için emsal teşkil edebileceği belirtiliyor.

Dima, yaşadığı bu sürecin yalnızca kendisiyle sınırlı olmadığını ve daha önce de birçok ailenin benzer baskılarla karşılaştığını düşündüğünü söyledi. “Bu durumun Filistinli ya da başka bir kökenden gelen ailelere daha önce de yaşatıldığını düşünüyorum. Ancak benim gibi hukuki destek alabilen çok az kişi oldu.” dedi.

Trump, Gazze saldırılarının hemen bitirilmesini mi istedi?
Trump, Gazze saldırılarının hemen bitirilmesini mi istedi?
İçeriği Görüntüle

Aktivizm ve umut

Dima, Almanya’daki Filistin dayanışması faaliyetlerinin yasal çerçevede gerçekleştiğini vurguladı. Ancak bu faaliyetlerin, Almanya’da ifade özgürlüğü konusunda ciddi kısıtlamalar olduğunu gösterdiğini belirtti.

“Almanya’da ifade özgürlüğü, yalnızca belirli görüşlere sahipseniz var.” diyen Dima, yaşadığı mücadeleyi Filistin davasını savunmaya devam etmek için bir motivasyon olarak gördüğünü söyledi.

Not: Annenin kimliğini korumak amacıyla takma ad kullanılmıştır.

daily ummah, MEE