İnsan hakları savunucuları, Airbnb’nin işgal altındaki Filistin topraklarında yer alan yasa dışı İsrail yerleşimlerinde tatil mülklerini listeleyerek para aklama suçunu işlediğini iddia ediyor. İngiltere merkezli Global Legal Action Network (Glan) ve Filistinli insan hakları grubu Al-Haq, Airbnb’nin Birleşik Krallık’taki iştirakine yönelik Ulusal Suç Ajansı’na (NCA) suç duyurusunda bulundu.
Şikayet, Airbnb’nin Batı Şeria ve Kudüs’teki 300’den fazla mülk ilanı aracılığıyla yasa dışı faaliyetlerden elde edilen gelirleri işlediğini öne sürüyor. Ayrıca, Airbnb’nin Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin işgal altındaki topraklarda faaliyet gösteren şirketler listesinde yer aldığı da vurgulanıyor.
Al-Haq Genel Direktörü Shawan Jabarin, “Filistin’de soykırımın yaşandığı bir dönemde, Airbnb gibi şirketler, Filistin halkının geçim kaynaklarını ellerinden alarak bu grubun varlığını tehdit eden hizmetler sunuyor.” dedi. Jabarin, Uluslararası Adalet Divanı’nın 2024 Temmuz ayında verdiği İsrail işgalinin yasa dışı olduğuna dair kararı hatırlatarak, bu işgali destekleyen ticari faaliyetlerin sona ermesi gerektiğini belirtti.
2018 yılında İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün hazırladığı bir rapor, Airbnb’nin yerleşimlerdeki ilanlarının uluslararası insancıl hukuka aykırı olduğunu ortaya koymuştu. Bunun üzerine Airbnb, yerleşimlerdeki ilanları kaldırma kararı almıştı. Ancak, ABD’de ev sahipleri ve misafirler tarafından açılan davalar sonrası şirket, bu kararını geri çekti ve yerleşimlerden elde edilen tüm gelirleri insani yardım kuruluşlarına bağışlayacağını açıkladı.
Airbnb sözcüsü, şirketin İrlanda ve ABD yasalarına uygun olarak faaliyet gösterdiğini belirtti ve 2019’dan beri Batı Şeria’daki faaliyetlerden elde edilen tüm kârın uluslararası yardım kuruluşlarına bağışlandığını söyledi.
Glan, İrlanda Yüksek Mahkemesi’ne de benzer bir dava açtı. Ayrıca, Airbnb’nin ana şirketine bir “koruma mektubu” göndererek ABD’deki Yabancı Hukuki Yardım Yasası kapsamında belge keşfi sürecini başlattı.
Glan’ın kıdemli avukatı Gerry Liston, bu davaların Birleşik Krallık’ta ve diğer ülkelerde para aklama yasalarının yasa dışı İsrail yerleşimlerindeki ticari faaliyetlere uygulanmasının ilk örnekleri olduğunu belirtti. Liston, “Bu davalar, Filistin topraklarının işgalinden kâr sağlayan şirket yöneticilerinin ciddi bir suçtan yargılanma riski taşıdığını gösteriyor.” dedi.