Afrika'nın kalbi Sudan, iki yıldır süren ve artık sıradan bir iç savaştan çok daha fazlasını ifade eden karmaşık bir yıkım sarmalının içinde. Başkent Hartum'da sabahlar artık güneşle değil, topçu ateşleri ve roket sesleriyle başlıyor.
Sudan Silahlı Kuvvetleri (SAF) ile paramiliter güç Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında başlayan çatışma, sahadaki dinamiklerin değişmesiyle çok katmanlı bir "çıkar düzenine" dönüştü. Savaşın neden bitmediği sorusunun cevabı ise ne ideolojide ne de politikada; cevap, yerin altındaki altın ve sınırları aşan silah ticaretinde saklı.
"Savaş biterse, paraları biter"
Sudan'daki çatışma kendi ekonomisini, yani "savaşın finansman dilini" üretti. Özellikle Darfur ve çevresindeki askeri mevziler, birer gelir kapısı haline geldi. Denklemin işleyişi ise acımasızca basit:
-
Altın: Savaşın yakıtı. Madenlerden çıkarılan altın sınır dışına kaçırılıyor.
-
Silah: Altından gelen para, sınırları aşan lojistik ağlarla silaha ve yakıta dönüşüp cepheye dönüyor.
Sudan halkı arasında dolaşan şu cümle durumu özetliyor: "Savaş bitse, bazıları parasız kalacak."
Rubio'dan itiraf gibi 'Dış Güç' vurgusu
Çatışmanın bitmemesinin bir diğer nedeni de dış aktörlerin "kaldıraç" etkisi. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, savaşın dışarıdan beslenen damarlarına dikkat çekerek, silah tedariki sağlayan ülkelerin savaşın gidişatını belirlediğini vurguladı.
Rubio, Washington'un bu sebeple Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan ve Mısır gibi ülkelerle temas halinde olduğunu belirtti. Özellikle Çad sınırına yakın kasabalarda geceleri geçen "gölge kamyonlar", bu silah transferinin en somut kanıtı olarak anlatılıyor.
Generallerin barışa iştahı yok
Uluslararası sistemin Sudan konusunda neden çaresiz kaldığına gelince; 2023'ten beri değişmeyen bir gerçek var: "Savaşan generallerin çatışmayı durdurmaya niyeti yok." Her iki taraf da savaşı bir "varoluş" meselesi olarak görüyor. Ateşkes çağrıları ise sahadaki güçler tarafından sadece "taktiksel bir mola" veya "zaman kazanma aracı" olarak değerlendiriliyor.
BM Genel Sekreteri António Guterres'in "Kontrolden çıkıyor" uyarısına rağmen, uluslararası toplumun elinde generalleri masaya oturtacak, çıkarların çatıştığı bu kanlı ticareti durduracak ortak bir irade bulunmuyor.




