Kudüs’te son dönemde hız kazanan ev yıkımları ve katı yapılaşma yasakları, bölgedeki demografik yapıyı değiştirme çabalarını yeni bir boyuta taşıdı. Kudüs ve İsrail işleri uzmanları, 1967 işgalinden bu yana devam eden sistemli politikaların, artık şehri Filistinli sakinlerinden tamamen arındırmayı hedefleyen bir "demografik savaş" halini aldığını vurguluyor.
Hedef: Filistinli nüfusunu azınlığa düşürmek
İsrail işleri uzmanı Ali el-A’war, İsrail’in ana stratejisinin Kudüs’teki Filistinli nüfusunu toplam nüfusun %30’unun altına indirmek olduğunu belirtti. El-A’war’a göre, bu strateji sadece fiziksel yıkımla değil, Filistinlilerin hayatını zorlaştıran bir dizi bürokratik engelle yürütülüyor.
Özellikle Silvan mahallesi gibi stratejik bölgelerde, "dini projeler" veya "arkeolojik parklar" bahanesiyle evlerin yıkılması, Mescid-i Aksa’nın etrafındaki Müslüman varlığını zayıflatmayı hedefliyor.
"Ruhsat vermiyoruz, inşa ederseniz yıkıyoruz"
Kudüs uzmanı Ali İbrahim ise çarpıcı bir tablo ortaya koydu: İsrail belediyesi, Kudüs’ün sadece %7’lik bir alanını Filistinlilerin inşaatına ayırırken, yapılan ruhsat başvurularının %98’ini reddediyor. Bir ruhsat alabilmenin maliyeti ise 70 bin doları (yaklaşık 2,4 milyon TL) aşarak imkânsız hale getiriliyor.
Bu durumun sonuçlarını İbrahim şu sözlerle özetledi:
"Filistinliler barınmak için ruhsatsız inşaata zorlanıyor. Ardından İsrail iş makineleri devreye giriyor. En acımasız yöntem ise 'öz yıkım' dediğimiz süreç; İsrail, yıkım masraflarını ve devasa cezaları ödememesi için Kudüslüleri kendi elleriyle evlerini yıkmaya zorluyor."
Ekonomik ve psikolojik yıkım
Sadece maddi kayıpların son yıllarda 9 milyar doları aştığı belirtilirken, asıl tahribatın toplumsal yapıda yaşandığı vurgulanıyor. Aileler, her an evlerinin başlarına yıkılabileceği korkusuyla yaşıyor. Kudüs'ün dış mahallelerinde altyapısız ve denetimsiz binalarda yaşamaya mahkûm edilen yaklaşık 150 bin Kudüslü, İsrail'in "sessiz sürgün" politikasının bir parçası olarak görülüyor.
Son örnek: Vadi Kadum’da 100 kişi evsiz kaldı
Bu uyarıların yapıldığı gün, İsrail güçleri Kudüs’teki Vadi Kadum mahallesinde 13 dairelik bir binayı "ruhsatsız" olduğu gerekçesiyle yerle bir etti. Bu yıkım sonucu, aralarında çocukların da bulunduğu yaklaşık 100 Filistinli bir günde evsiz kaldı.
Uzmanlar, tüm bu baskılara rağmen Kudüs’ün her taşının ve sokağının Arap-İslam kimliğini koruduğunu, ancak uluslararası toplumun bu "demografik mühendisliğe" karşı durması gerektiğini belirtiyor.