Oturum, 1967’de Kudüs’ün işgalinin yıldönümünde, İsrail’in “Kudüs’ün birleştirilmesi” adıyla kutladığı günde gerçekleştirilecek.
Oturuma, Knesset üyeleri Dan Ilouz ve Ariel Kallner’in çağrısıyla, “Tapınak Tepesi’nde Yahudi özgürlüğü için baskı toplantısı” başlığı altında düzenleniyor. Bu çağrı, aşırı sağcı İsrailli milletvekillerinin, Mescid-i Aksa’nın statüsünü değiştirerek Yahudi yerleşimcilere tam ibadet izni verme planlarının bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Daha önce de denendi
Bu tür girişimler daha önce de Knesset gündemine gelmişti. 2023’te Likud milletvekili Amid Halevi, Mescid-i Aksa’nın fiziksel olarak Müslümanlar ve Yahudiler arasında bölünmesini içeren bir yasa tasarısı sunmuştu. Tasarıya göre, yalnızca güneydeki Kıble Mescidi Müslümanlara bırakılacak, alanın %70’inden fazlası ise Yahudi ibadetine açılacaktı.
Yine aynı yıl, Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir, Aksa’nın içinde sinagog inşa etme niyetini dile getirmişti.
İslami tepkiler: Kudüs’ü savunma çağrısı
Mescid-i Aksa İmam Hatibi Şeyh İkrime Sabri, “İsrail’deki aşırı sağ, hükümete tamamen hâkim durumda ve Aksa’yı zorla ele geçirmeye çalışıyor.” diyerek sert uyarılarda bulundu.
Kudüs uzmanı Nasser el-Hadmi ise “bu sürecin tehlikesi, yasama organının artık bu saldırılara kılıf hazırlıyor olmasıdır.” dedi. Hadmi’ye göre, İsrail’in eylemleri ne dini ne de uluslararası hukuk açısından meşrudur. “Mescid-i Aksa, yalnızca Müslümanlara aittir. Buna dair ilahi ve uluslararası kararlar vardır.” dedi.
Geçtiğimiz Pazartesi günü, aralarında bakanların da bulunduğu 2092 Yahudi işgalci Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi. İsrail polisi, Filistinlilerin girişini tamamen engelledi, Aksa muhafızlarını darbedip dışarı çıkardı ve Eski Şehir’de sıkı güvenlik önlemleri aldı.
Filistinliler, bu baskınları Aksa’nın statüsüne yönelik “eşi benzeri görülmemiş” bir tehdit olarak değerlendiriyor.
