İsrail ordusu, 1881 yılında kurulan ve Kudüs'teki Anglikan Kilisesi tarafından yönetilen hastaneyi, 17 Ekim 2023'te düzenlediği ve 471 kişinin şehit olduğu saldırının ardından 13 Nisan 2025'te yeniden bombaladı.
İçinde Hamas'a ait bir "komuta ve kontrol merkezi" olduğu iddiasıyla bombalanan hastanede tedavi gören hasta ve yaralılar, hastanenin boşaltılması talimatıyla saldırı arasında geçen 15 dakikalık kısa sürede ne yapacaklarını bilemedi. Hastalardan bir kısmı hastaneyi terk edip geceyi sokakta geçirdi, yatağa bağımlı olanlar, "ne olacaksa olsun" deyip hastanede kaldı, bazıları ise çevredeki diğer hastanelere nakledildi.
Hastanede kalanlar ile Şifa Hastanesi ya da Filistin Kızılayı Sahra Hastanesine nakledilenler saldırı sırasında yaşadıkları korku dolu anları, zorlukları ve tedavilerinin nasıl aksadığını AA'ya anlattı.
Gece yarısı gelen tahliye emri ve saldırı
El-Ehli Baptist Hastanesi İdari Koordinatörü Musa Ayyad, 13 Nisan gecesi, saldırı sonucu şiddetli bir patlama sesiyle uyandıklarını söyledi.
Ayyad, "Hastanenin boşaltılması talimatının ardından acil servisteki doktorlar çıktı. Bazı bölümler boşaltılamadı, çünkü tahliye emriyle saldırı arasında 15 dakika gibi kısa bir süre vardı. Hasta ve yaralıların hali içler acısıydı. Yeterli miktarda ambulans olmadığı için bazı refakatçiler, hasta ve yaralı yakınlarını alıp 5 ila 8 kilometre yürümek zorunda kaldı." dedi.
Saldırı sonucu genetik laboratuvarı, alt kattaki poliklinikler ve acil bölümün vurulduğunu, patlamanın acil servis, eczane, radyoloji bölümü ve kan bankasında büyük yıkıma neden olduğunu kaydeden Ayyad, "hastanenin saldırı olduğundan beri hizmet dışı olduğunu ve yeniden faaliyete geçmesi için çalışmaların sürdüğünü" dile getirdi.
Gazze'de güvenli tek bir "nokta" yok
Ayağında platin olduğu için yürüyemeyen Muhammed Ebu Nasır ise El-Ehli Baptist Hastanesi'ne düzenlenen saldırıyı "insanlığa karşı işlenmiş büyük bir suç" olarak niteledi.
Hastanenin boşaltılması emrinin gece 01:30-02:00 sularında geldiğini anlatan Ebu Nasır, "Hastalardan çıkabilecek olanlar dışarı çıktı ve geceyi sokakta geçirdi, çıkamayacak olanlar ise içeride kaldı. İki füzeyle hastaneyi vurdular. Saldırı anı korkunçtu. Yaşadığımız korkudan ne olduğunu anlamadık." dedi.
Hastanenin şuan hizmet dışı olduğunu söyleyen Ebu Nasır, "Bu hastane, kuzeyde hizmet veren güvenli tek yerdi. Ama artık güvenli tek bir nokta bile kalmadı." diyerek yaşadıkları çaresizliği aktardı.
"Başıma daha kötü ne gelebilir" dedi ve hastanede kaldı
Ahmed Avde isimli hasta, hastanenin boşaltılması yönünde uyarı geldiğinde bazılarının hasta yatağıyla dışarı çıktığını, desteksiz yürüyemediği için kendisinin hastanede kaldığını söyledi.
"Çıkmak istedim ama tekerlekli sandalyem ya da koltuk değneğim yoktu. Koltuk değneklerini bugün getirdik. Ne olacaksa olsun, zaten bize olan olmuş daha fazla ne olabilir dedik ve çıkmadık." diyen Avde, hastaneyi vuracaklarını hiç düşünmediğini kaydetti.