Haaretz gazetesi, yaklaşık 24 bin dönüm arazinin küle döndüğünü, yangınların bölgedeki en büyük felaketlerden biri olduğunu yazdı. İşgalci İsrail polisi, yangınların kasıtlı çıkarılmış olabileceğini belirtirken, Şabak soruşturma başlattı ve üç Filistinliyi gözaltına aldı.
Son dönemde Filistin direniş grupları, yangınları ve ateşi işgal güçlerine karşı bir direniş aracı olarak yoğun şekilde kullanıyor. Batı Şeria’da Ramallah’tan Kudüs’e, uzun süredir işgal altındaki askeri noktalar ve yerleşimler ateşe veriliyor. Haziran 2024’te Kafr Nima köyü yakınında bir araç saldırısında dört genç şehit edilirken, aynı ay Harish yerleşiminde ve Kudüs’teki Ofrit askeri üssü yakınlarında büyük yangınlar çıktı. İki gün sonra ise Etzion Askeri Kampı’nda büyük bir yangın nedeniyle 200 İsrail askeri tahliye edildi.
Filistin direnişinde ateşin tarihi eskilere dayanıyor. 1988’de başlayan intifada sırasında Molotof kokteylleriyle başlayan ateş direnişi, 2018’den itibaren Gazze’den atılan yanan balonlarla genişledi. Bu balonlar, Gazze çevresindeki İsrail işgal yerleşimlerinde defalarca yangın çıkardı, elektrik kesintilerine yol açtı ve tarım arazilerini tahrip etti.
Eylül 2023’te Kisofim yakınlarında çıkan bir yangının da Gazze’den atılan balonlardan kaynaklandığı belirtilmişti.
İsrail kamuoyu, askeri ve siyasi yetkililer, yangınlar karşısında şaşkınlık yaşıyor. İsrail medyası, yangınların etkisinin, bir cephe savaşı kadar ağır olduğunu yazarken, İsrail toplumu her cephede hem fiziksel hem psikolojik yıpranma sürecine girdi.