Yale HRL'nin Perşembe günü yayımladığı ve el-Fasher'den alınan uydu görüntülerini analiz eden rapor, şehir çevresine inşa edilen toprak settin üzerindeki önemli bir geçiş noktasının RSF tarafından kapatıldığını tespit etti. Bu geçiş, el-Fasher'i yakındaki Garni kasabasına bağlıyordu.
4 Kasım tarihli uydu görüntüleri, RSF'nin mekanik bir toprak taşıyıcı kullanarak bu trafik kontrol noktasını kapatarak geçişi duvarla ördüğünü gösteriyor. Geçen hafta da Yale HRL, RSF'nin bu toprak set yakınında şehirden kaçmaya çalışan sivilleri öldürdüğüne dair raporları doğrulamıştı.
Hastanede ceset yakma şüphesi
Raporda ayrıca, RSF'nin iki ayrı yerde, muhtemelen naaşlarla tutarlı olabilecek nesneleri yaktığına dair kanıtlar bulunduğu belirtiliyor.
6 Kasım tarihli görüntülerde, el-Fasher'deki Suudi Hastanesi'nde görünür şekilde siyahi dumanla kararmış beyaz nesneler tespit edildi. Geleneksel İslami defin uygulamalarına uymayan bu durum, toplu katliam iddialarıyla birlikte endişeleri artırdı.
RSF'nin şehri ele geçirmesinin ardından, şehrin direniş komitesi, Suudi Hastanesi'ndeki yaralıların RSF tarafından "korkunç şekillerde topluca tasfiye edildiğini" bildirmişti. Sosyal medyada RSF savaşçıları tarafından çekildiği anlaşılan bir videoda da hastane içinde ve dışında kanlar içindeki cesetler görülüyordu.
Yale HRL, toprak settin üzerindeki Mellit Kapısı'nda da naaş yakma eylemleriyle tutarlı olabilecek faaliyetler belirledi.
Kayıplar ve uluslararası çağrı
Raporda, RSF kontrolündeki Çocuk Hastanesi'nden naaşlara benzeyen nesnelerin kaldırıldığına ve el-Fasher ile Garni arasındaki bir yolda muhtemel cesetlerin imha edildiğine dair kanıtlar da yer aldı. Çocuk Hastanesi'nin geçen hafta RSF tarafından gerçekleştirilen iki potansiyel toplu katliamın yeri olduğu ve tesis dışında bir toplu mezar tespit edildiği bildirilmişti.
Kampanya grubu Avaaz'dan Will Davies, "el-Fasher'de hala tahmini 200 bin sivil var ve RSF onların kaçış yolunu mühürledi, ayrıca katlettiği naaş yığınlarını yakıyor gibi görünüyor," dedi. Davies, RSF'nin ana destekçisi olan BAE üzerindeki ciddi ekonomik baskı yoluyla katliamı durdurmaya zorlanması çağrısında bulundu.
Savaşın tırmanmasından bu yana RSF, Darfur'da soykırım dahil olmak üzere yaygın katliam ve istismarlarla suçlanıyor. Sudan ordusu (SAF) da savaş suçlarıyla itham ediliyor.
