Hamas'tan yapılan açıklamada, "Yardımların siyasi şantaj aracına dönüştürülmesini ya da işgalin şartlarına bağlanmasını kesin bir şekilde reddediyoruz." ifadelerine yer verdi.

Açıklamada, "önerilen mekanizmanın uluslararası hukukun ihlali ve işgalcilerin Cenevre Sözleşmesi'nden doğan yükümlülüklerinden kaçması" anlamına geldiği belirtildi.

Söz konusu mekanizmanın "işgalcilere soykırım suçlarını işlemeye devam etmesi için ek zaman kazandıran, aç bırakma ve parçalama politikasının bir uzantısı" olduğu kaydedilen açıklamada, bunun da uluslararası, Arap ve Mısır açısından güçlü bir duruş gerektirdiği vurgulandı.

Açıklamada, "Yardımları yönetme ve dağıtma yetkisine sahip tek merci, işgal güçleri ve onların temsilcileri değil, ilgili uluslararası ve yetkili hükümet kuruluşlarıdır." ifadeleri kullanıldı.

Hamas, uluslararası topluma “işgalcilerin yalan anlatılarına kanmamaları, ablukayı tamamen kırmak için derhal harekete geçmeleri ve gıda ile tıbbi yardımların akışına olanak tanıyacak şekilde sınır kapılarını açmaları” çağrısında bulundu. Ayrıca bu sürecin, Birleşmiş Milletler denetiminde ve herhangi bir askeri ya da siyasi müdahaleden uzak bir şekilde yürütülmesi gerektiği vurgulandı.

Açıklamada, "İşgalciler, yardımların girişini engellemeye (2 Mart'tan bu yana) devam ediyor ve insani yardım dağıtım sistemini aksatıyor." denildi.

İsrailli yerleşimciler, Filistinli çocukları kaçırıp ağaca bağladı
İsrailli yerleşimciler, Filistinli çocukları kaçırıp ağaca bağladı
İçeriği Görüntüle

Hamas'ın açıklaması, işgal altındaki Filistin topraklarındaki uluslararası insani yardım ekibinin, İsrail'in Gazze'ye yardım ulaştırma planına ilişkin dün yaptığı açıklamaya yanıt olarak geldi.

Söz konusu ekip, yaptığı açıklamada, İsrail'in Birleşmiş Milletler ve insani yardım ortakları tarafından yürütülen mevcut yardım dağıtım sistemini kapatmaya çalıştığını belirtmişti. Ekipten, "hükümetinin sınır kapılarını yeniden açmayı kabul etmesinin ardından, İsrail ordusunun belirlediği koşullar altında İsrail merkezleri aracılığıyla malzemeleri teslim etmesine yönelik planı" kabul etmesi istendiği aktarılmıştı.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler Koordinasyon Ofisinden (OCHA), İsrail'in sivilleri gıdaya ulaşabilmeleri amacıyla saldırılarını sürdürdüğü bölgelere yönlendirme planına ilişkin açıklama yapılmış, İsrail'in bu planının "temel insani ilkelere aykırı" olduğu belirtilmişti.

BM ekiplerinin Gazze'de gıda, su, sağlık, beslenme ve koruma gibi kritik malzeme ve hizmetlerin dağıtımını yapmaya hazır olduğu vurgulanan açıklamada "Abluka kaldırılır kaldırılmaz dağıtıma hazır önemli miktarda stokumuz var. Bunun gerçekleşmesi için dünya liderlerini nüfuzlarını kullanmaya çağırıyoruz. Şimdi tam zamanı." ifadelerine yer verilmişti.

Açıklamada, İsrail'in planının sivillerin hayatını ve insani yardım çalışmalarını tehlikeye attığı, zorla yerinden edilmeyi de pekiştirdiği kaydedilmişti. Sivilleri gıda yardımı alabilmeleri için çatışma bölgelerine yönlendirme girişiminin "Gazze'nin büyük bölümünün gıdasız kalmaya devam edeceği" anlamına geldiği uyarısında bulunulan açıklamada, bunun bir "baskı taktiği" olarak kullanıldığına işaret edilmişti.

İsrail, Gazze'de ateşkes ve esir takası anlaşmasının birinci aşamasının sona ermesinin ardından, 2 Mart'ta Gazze Şeridi'ne insani yardım girişlerini durdurmuştu.

Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), 4 Mayıs'ta İsrail'in Gazze'ye yönelik "tam ablukasının" 9. haftasına girmesiyle, bölgede "eşi benzeri görülmemiş bir insani felaketin" yaşandığını bildirmişti.