Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cebaliya Kampı'nda yaşayan 10 yaşındaki Ahmed’in hayatı, 7 Ekim günü tamamen değişti. Ailesinin evi bombalanan ve büyük bir korkuyla kaçmak zorunda kalan Ahmed için bu tarih, sadece bir yıkımın değil, aynı zamanda hayata tutunma nedeninin de başlangıcı oldu. Ahmed, o günden bugüne yaşadıklarını şu çarpıcı sözlerle anlatıyor: "7 Ekim’de arkadaşım eşek doğdu."
Bombardımandan doğan bir can
Savaşın ilk gününde, Ahmed’in ailesinin evi vurulduğunda ahırdaki gebe eşek de yaralanmıştı. Ancak her şeye rağmen yaralı anne eşek, o gün küçük sıpasını dünyaya getirdi. O günden itibaren Ahmed ve küçük eşeği, Gazze’nin bitmek bilmeyen göç yollarında birbirinden hiç ayrılmadı.
7 kez nüfus kağıtsız göç, tek bir sadık dost
Ahmed ve ailesi, soykırım savaşı boyunca Gazze’nin farklı mahalleleri ve evleri arasında tam yedi kez yer değiştirmek zorunda kaldı. Her tahliyede, her bombardımanda Ahmed’in yanında sadece ailesi değil, o gün doğan dostu da vardı. Bugün Cebaliya’da bir çadırda yaşam mücadelesi veren Ahmed, vaktinin neredeyse tamamını eşeğiyle geçiriyor.
Dünyanın gözü önünde yaşanan bu insani dramda Ahmed ve küçük dostunun hikayesi, en ağır şartlar altında bile şefkatin ve yaşama sevincinin nasıl korunabildiğinin simgesi haline geldi. Yıkılmış binaların ve toz bulutlarının arasında Ahmed, küçük eşeğiyle birlikte sadece bir günü daha sağ atlatmayı değil, bir dostuyla geleceği beklemeyi temsil ediyor.