Konferansa dünyanın farklı ülkelerinden çok sayıda alim, akademisyen, sivil toplum temsilcisi ve kanaat önderi katıldı.
Bildirgede, Gazze’deki insani kriz, İslam dünyasının sorumlulukları ve uluslararası toplumun tavrı üzerinde durularak, bir dizi önemli çağrı yapıldı.
Bildirgede öne çıkan maddeler ise şöyle:
• Direnişin silahsızlandırılmasına karşı çıkış: Filistin direnişinin silahsızlandırılmasına yönelik tüm girişimlerin reddedildiği ve buna kesinlikle karşı oldukları belirtildi.
• Sınırların yardımlara açılması çağrısı: Sınır komşusu ülkelerin, Gazze’ye insani yardım girişine izin vermelerinin dini ve insani bir zorunluluk (vacip) olduğu vurgulandı.
• Boykot çağrısı: İsrail bağlantılı şirketlerin ürünlerini almanın haram olduğu belirtilirken, bu ürünlere karşı boykotun tüm Müslümanlar için farz olduğu duyuruldu.
• İsrail ile ilişkilerin kesilmesi: İslam ülkelerinin İsrail ile her türlü diplomatik, ticari ve siyasi ilişkiyi derhal kesmesi gerektiği bildirgede altı çizilen maddelerden biri oldu.
• Uluslararası hukuk vurgusu: Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) İsrail ile ilgili aldığı kararların uygulanması gerektiği hatırlatıldı.
• İş dünyasına sorumluluk çağrısı: Gazze’nin yeniden imarı ve müreffeh günlere kavuşabilmesi için Müslüman iş adamlarının sorumluluk üstlenmelerinin bir dini vecibe olduğu ifade edildi.
• Kilise ve Papa’ya çağrı: Bildirgede, Hristiyan dini kurumlarına ve özellikle Papa’ya seslenilerek, Gazze’ye yönelik saldırıların sonlandırılması için açık tavır almaları çağrısı yapıldı.
• Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür: Konferansa katılan tüm alimler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, Türkiye hükümetine ve Türk milletine Gazze meselesindeki tavırlarından dolayı teşekkürlerini bildirdi.
Sonuç bildirgesinde öne çıkan mesaj, Gazze’nin yalnız bırakılmaması, İslam ülkelerinin bir an önce somut adımlar atması ve uluslararası toplumun İsrail’i hukuki zeminde hesap vermeye zorlaması oldu.
