Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan 14 Kasım 2025 tarihli Cuma Hutbesi, "Vatan ve Millet Ruhumuz" başlığı altında, inanç ve milli değerlerin harmanlandığı güçlü mesajlarla Müslümanlara seslendi. Hutbe, vatan kavramının sadece bir toprak parçası olmanın ötesinde, bağımsızlığın sembolü, ecdadın kutsal emaneti ve milletin can pahasına koruduğu cennet bir yurt olduğu vurgusuyla başladı.
Hutbede, vatan sevgisinin imandan geldiği belirtilerek, içerisinde huzur ve güvenle yaşanılan, hür olmanın onurunun tadıldığı, istikbal umutlarının taşındığı, âlimler ve erenler diyarı olarak nitelendirildi.
Mehmetçik: "Peygamber ocağının kahramanı"
Hutbenin önemli bir bölümü, "vatan" denince her şeyi unutup ileri atılan kahraman Mehmetçiğe ayrıldı. "Fahr-i Kâinat Efendimizin adıyla anıp ‘mehmetçik’ dediğimiz kahramandır o… ‘Peygamber ocağı’ yuvasıdır onun!" ifadeleriyle Mehmetçiğin kutsiyeti vurgulandı. Güçlü, atılgan, zeki, becerikli ve gözü pek bir asker profili çizilerek, Mehmetçiğin cepheden cepheye koşarken her türlü zorluğa göğüs gerdiği, vatan sevgisini en ön planda tuttuğu ve "vatan sağ olsun" diyerek fedakârlığını dile getirdiği belirtildi. Şairin dizeleriyle ("Şehitler tepesi boş değil, Toprağını kahramanlar bekliyor! Ve bir bayrak dalgalanmak için; Rüzgâr bekliyor!") Mehmetçiğin azmi ve kararlılığı yüceltildi.
Şehitlik mertebesi ve Kur'an'dan mesajlar
Hutbede, vatan uğruna canlarını feda eden şehitlerin mertebesine dikkat çekildi. Kur’an-ı Kerim’den alıntılarla ("Allah yolunda öldürülenlere sakın ölüler demeyin. Bilâkis onlar diridirler; Rableri katında rızıklara mazhar olmaktadırlar.") şehitlerin diri olduğu ve Allah katında rızıklandırıldığı müjdesi verildi. Bu müjdeye nail olmak isteyen kahraman ordunun, gecesini gündüzüne katarak mücadele ettiği ifade edildi.
Mehmetçiğin sadece ülke sınırlarında değil, ayak bastığı her yerde, gönül coğrafyasında, mazlumların çığlıklarının yankılandığı her köşede insanlık onuru, iffet ve namusun korunması için büyük bir mücadele verdiği vurgulandı. "Gevşemeyin, üzülmeyin. Eğer iman etmişseniz üstün olan sizlersiniz" ayetiyle bu kutlu mücadelenin ve İslam'ın son ordusunun kahraman neferlerinin yeryüzü mazlumlarının duasına mazhar olduğu dile getirildi. Şairin "Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi! Senin uğrunda ölen ordu, budur yâ Rabbi! Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın, Galib et, çünkü bu son ordusudur İslâm’ın!" dizeleriyle Mehmetçiğin manevi gücü ve misyonu bir kez daha vurgulandı.
Milli ve manevi değerlere sahip çıkma çağrısı
Hutbenin son bölümünde, devletin bütünlüğü, vatanın bekası ve milletin selameti için sorumlulukların hakkıyla yerine getirilmesi gerektiğine dikkat çekildi. Milletimize medeniyetler kurduran, zaferden zafere koşturan milli ve manevi değerlere sahip çıkmanın, bunları gelecek nesillere aktarmanın, birlik ve beraberliği sekteye uğratmak isteyenlere karşı uyanık olmanın ve kardeşlikten ödün vermemenin üzerimize düşen bir borç olduğu ifade edildi.
Bu vesileyle, Bedir’den Malazgirt’e, İstanbul’un Fethi’nden Çanakkale’ye, İstiklâl Harbi’nden 15 Temmuz’a kadar, "î’lây-i kelimetullah" aşkıyla vatan için canlarını feda eden aziz şehitler, ahirete irtihal eden kahraman gaziler ve devlet büyükleri rahmet, minnet ve şükranla yâd edildi. Geçtiğimiz Salı günü yaşanan elim uçak kazasında şehadet şerbeti içen şehitler de anıldı.
Hutbe, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in "İki göz vardır ki cehennem ateşi onlara dokunmaz: Biri, Allah korkusundan ağlayan gözdür. İkincisi ise gecesini Allah yolunda nöbet tutarak geçiren gözdür!" hadisiyle son buldu.


