Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Pazartesi günü İstanbul'da Endonezya, Pakistan, Suudi Arabistan, Ürdün dışişleri bakanları ile BAE ve Katar temsilcileriyle yaptığı görüşmenin ardından düzenlediği basın toplantısında, Gazze'ye konuşlandırılması gündemde olan uluslararası istikrar gücü hakkında konuştu.
ABD Başkanı Donald Trump'ın arabuluculuğunda varılan ateşkes anlaşmasının bir parçası olarak düşünülen bu güce Türkiye'nin katılımının, BM Güvenlik Konseyi'nin alacağı bir karara bağlı olduğunu vurguladı. Fidan, Türkiye dahil, asker göndermeyi düşünen ülkelerin öncelikle bu gücün parametrelerini anlamak istediğini belirtti.
Ankara'nın çekinceleri: Angajman kuralları ve prensipler
Kıdemli bir Türk yetkili, geçtiğimiz ay Middle East Eye'a yaptığı açıklamada, Ankara'nın özellikle çatışma kuralları (rules of engagement) ve gücün saldırıya uğraması durumunda kendini nasıl koruyacağına dair netlik istediğini bildirmişti.
Fidan, misyonun görev tanımının, katılımcı ülkelerin temel ilkeleriyle çelişmesi durumunda katılımın zorlaşacağını kabul etti. Ancak barış için sorumluluk almaya hazır olduklarını ifade etti.
İsrail'den ret ve alternatif arayışları
Son haftalarda bazı ABD'li yetkililer, Türkiye'nin Gazze'ye asker konuşlandırabilecek ülkelerden biri olarak değerlendirildiğini belirtmiş, ancak İsrail hükümetinin bu fikre şiddetle karşı çıktığı rapor edilmişti.
Bu karşıtlık nedeniyle, soykırımcı Binyamin Netanyahu hükümetinin, Türk kuvvetleri yerine Azerbaycan askerlerinin misyonda yer alma olasılığını araştırdığı bildiriliyor.
Öte yandan, Trump yönetimiyle yakın olduğu bilinen eski üst düzey yetkili Steve Bannon, Beyaz Saray'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Gazze'de "güvenlik şefi" olarak atadığını iddia etmişti. Bannon, Netanyahu'nun bu kararı değiştirmek istemesi durumunda doğrudan Trump ile görüşmesi gerekeceğini öne sürdü.
Türkiye ve işgalci İsrail arasındaki ilişkiler, Ekim 2023'te başlayan Gazze'deki operasyonlar sonrasında gerilmişti. Türkiye'nin İsrailli şirketlere ticaret ambargosu uygulaması ve Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail aleyhine açılan soykırım davasına katılmasıyla ilişkiler daha da bozulmuştu.